kavında yanan hayatın
böyle buyurdu bitişin.
yok oluşun
olmayışın şimdi
ve şimdinin yarın olmayacaklılığı.
özlemek ise gerçek:
anlatamadığım!
yollarına bakıp kaç gözlük ağlamak,
kimsece paylaşılamayan bir türkü yakmak,
kokusunca özlemek, gelmeyecekliliğin üstümde oysa.
sevmek, bir hadsizlik bu haliyle
özlemek hele; olmayanı ve gitmiş olanı.
bu suçluluğuma rağmen;
üzülmek hain bir mahpus, içimden çıkmaz;
ki ben bir masum gardiyan...
Not: babamı özledim be blog. özledim işte. neden özlemek bu kadar keskin, ha sen söyle... ağlamak hala ağır hala zor. bunu da sen bil, konuşma. susman kabullenmek olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder