1 Aralık 2010 Çarşamba

bir kadeh zombahar

sonbahar. yollar rüzgar, sıcağı süpürüyor sokaklardan. kente beyazları çekecek hemen ardından biliyorum. huzursuz. ben de sanki, biraz. neyse bencilliğimden terk, bitirme sınavlarına girmek istiyorum, tahsilim zayıf şimdilik. ben faslı sussun. insanlar kaçıyorlar. böyle bir yığın yok olurken önünden, insan kendini ya peygamber sanar, ya cüzzamlı; bense cesaretsizim, o yığının bir parçası olmaya yeğli, her nedense tekilleşmeyecekmişim gibi hanemin kapısında, ben de aceleciyim. oysa sokaklarım, ben kaçarken neler konuşmuşlardır. sormak da istemedim, en çok ev doluyken telefonla konuşmak için dışarı çıkarım amaçsız, gözlemlerim o kadar bu sokaklar hakkında. yorgunluk var her yüzde. bunca değişim biraz kaygı bırakıyor olmalı, kaygılarından arınmak elzem, hatlarını derinleştiriyor çehrelerde zamanın, ağır ağır çekiyormuş gibi her sonu yanaklarından, çizgi çizgi... hayır, bahsim insan değil, kent. gri bulutlu, bol buhranlı ve uçuşan işsiz torbalar havalarda. umutsuzluk vadediyor gibi böyle bakınca, ama huzursuzluğu bir yerde hiçbir duyguya randevu verdirmiyor, içim dalgalı... kimbilir gökten bakınca, ne kadar tuhafız. anlamlandırmaya çalışan ama kendi anlamsız varlıklar... neresinden tutsan elinde kalıyor, yorumlar sessiz, sadece geçiş hakkı var, her yorum evlatlık evebeyn bekliyor.

susuyorum hala. susmak uzun zamandır bir eylemsizlik çeşidi. protesto gibi ama amaçsız ve sonu da bu bakımdan henüz belirsiz. deli dolu hallerim malulen konuşlanmış bir köşeye, ya bekliyor bir fırsatını, yada benden geçti aga havalarında; kestiremiyorum... hayatım su gibi, geçiyor sanırsam sadece. hayat rakı gibi, bu perspektiften, hayatımı katınca benbeyaz oluyor, ama tek başına geçici hoş ediyor ve yanına bir hayat daha istiyor. aç bir meyh mevsimi yaşadım bir süre, bir kaç ay sahipsiz bir kuçu gibi, paçalara sarıldım, sahip aradım, sahibim yoktu çünkü. artık sahibim yok, ben de sahip değilim, emparyal isteklerim de yok. o savaş hani biteli ve artık herşey duru, beyaz yattığım ve arasıra kaçtığım sadece. siyah ise çoğunluk ama bir süre sonra kıraracak... umutsuz değilim, ama umutlu da değilim. sadece mutedil ve diyeceklerim biraz daha olgunlaşsın hele, susmak da manalansın.

yine mevsim, yine kış ve sonra bahar, sonra yaz, son'ra'bahar... böyle.

1 yorum:

بerجesتe dedi ki...

iyi ki düşmüş inbox'a, "kayıp"..
yoksa hafıza zamana her daim yenik..

ne de çok şey birikmiş sayfada..ne de güzel!