4 Nisan 2010 Pazar

fazla

hep isterdim de yapamam, zaten seni böylesine arzulu istemem belki bundan, ama bu beni bitiriyor. başkalarının elindesin hep ve bana sadece koku almayan burunum ile bir avuç kokun kalan. isyan da yok sevgili yada olamadığım her neyse o olarak, sadece daha çok istemek sevmenin bir türevi; ben seni bazen arsızca istiyorum. hayır, başka dakikaları yaşıyor olabiliriz, hatta ben senin imkansızın yada olmazın olsam da, dudaklarının tadı bir cennet bahçesi ve ben günahkar dudaklarımı kemirir dururum.

bir tokat vursan bile, inan, bu 'arafta kalmak' halime nazaran müsbet, seni istemem benim mükellef suçluluğum adeta, ben mecburi bir muhtacım bu bakımdan, o yaşar hallerim sadece sürünmelerim ve de o vücuduna sürünememelerim... aç köpek hallerim haddimi aşacak ve nasibim hiçlikten umutsuzluğa vuracak, korkarım, ama bu istek sadece sanala koyar beni ve ben ellerine; yatağına sürgün, gömülü bir lahit'im.

oysa bilmezsin hazinelerimi ve keşfe sadece uzak bir atlasım, bir dünya haritası gibi orda olmayı arzu etmişliğin olan her hangi bir yer, ama başka bir diyarın başka tatlı sularıyım. kurusun hepsi, ama senle coşsam keşke ve gelecek olmasa sadece şimdide kalsak ve bu bana hep ve illaki yeterdi.

Hiç yorum yok: