kesinkes yaşamak bir sanat:
hem de dokundurmadan sağa sola, tereyağından kıl çeker gibi yaşamak, can sıkmadan, kalp kırmadan. tutku da olmalı diyorum, bağlanmadan yada istemeden yaşanmaz; bir şeyler istenmeli ve gerçekleşmeli ki, tatmin olmalı ki içinde birşeyler insanın, sarabilsin bu manasızlığa; çıkıp gitmek istemedüsin bir an önce.
ancak üzülmek olmamalı, oluyorsa da daha iyiye olmalı. arınmak da olmamalı, zaten kirlilik olmamasından mıdır bu iyi niyetim bilmem; arınmak da olmasın dolayısı ile. Ya da hiçbiri yoksa da, gözleri uzaklara dikip efkarlanma olmasın, o şu an ne yapıyor merağı olmasın dimağında kişinin veya ne yapıyorsa bir şekilde emin olunsun, boş yere umutlanma olmasın. Akan suya bakıp beni de götür kıyısına o şehrin demek de olmayacağından, bir sandal yapıp da denizaşırı sevdalara, sevda yollamanın çabası içinde de olmayacağından insan, denizi özlemek de olmayacaktır.
özlemek denilen yokluğa varlık ilhamı da olmamalı, gereksiz. yetinmek diye tanımlasak da, yetmeyen şeylerin olmayacağı ve herşeyin fazlasıyla olduğu kurgusu ile yeterli olacaktır herşey. rahatlık bazen, bazen ise daha çok sevgi için olmalı, ama arayış olmamalı. iyi ve daha iyi yaratılmalı.
ben de pay almalıyım bu yaratılımda. Kan ise kan, yeter ki, hayatımı harcadığım ve beni böyle tok evin aç kedisi gibi kıvrandıran, varsayımlarım hayatımda olmasın; hatta bireysel değil kitlesel olarak, yani herkesin hayatında olmasın. Var mısın?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder