bulutlar göbek göbek olmuş dağdan sıyrılıp, gök kubbemde, dönüp bakıyorum gökyüzüne. topak topak, bir yudum yokluk; ama sanki ordalar... bir el uzatımlık mesafede, yararak şimdinin düzlemselliğini, geleceğe taşıyorlar dinginliği; durağanlığını.
bu dağ kenti karman çorman, kalabalık ve hareketli. pencere önü bir saksı gibi oturup, yılların yada temsili yatalak günleri oyalıyorum fırsatlara. hep amacım yaşamak ama erteleyerek. sanki bir gün daha varmış gibi, gelecekte. bahar son da olsa, kıpırdatıyor henüz ölmemiş ergen hislerimi ve ben eli kolu bağlı-başı önünde bir mazbut; oysa yıllarım da hep öyle geçmiş, mahallenin efendisi tavırlarını severek giymişim hep konu komşuya; oysa it tavırlı hallerim aile içinde fırlamalık düzeyinde tezahür edebiliyor sadece... ileriki yıllarım, umarım benden, buzluğa kaldırdığım ve istemeyecek olduğumu umduğum şeylerin hesabını sormaz bir bir, gelecek biraz ürküntü bu tarafından bakılınca.
aslında yalnız geçirdiğim bir cumartesi değil bu. dedeyle geçirilen bir haftasonu ve ona torun olmak borcunu ödediğim bir fasıla oldu gene. küçük dayı deplasmanda yavrulayınca, annane de o tarafta mecburiyetinde kalınca, dede, rutin idrar kontrolü için şehrimi tek başına ziyaret eylemişti. dünden beri bünyem de ve ben besliyorum ve yine rolüm hayırlı torun; zaten ben başka role çıkmam, muhalif kişiliğim sadece blogta yürüyen sosyete arabası. İçten içe sanal bir kişilik olup çıkmışız; haberimiz de yok. zaten eskiden kendimi şizofren diye tanımlardım, sanırsam bu kötü espiri anlamda karşılık bulmak istiyor; şimdimin bu yarınlığında...
4. bir boyut olmalı diyorum; yani ne gelecek ne geçmiş ne de bugün; sadece bu 3lü düzleme bakan gözlerimize doğru yaklaşan bir boyut daha, bugünde olan ama tarihte izsiz; içimizde yaşayan; ama dışarı sızmasız, gözlerimizde inşa olunan bir anıt gibi, ama irisin dışına değil içine doğru, bugünü görürken bir yandan da görüntünün içerisinde bir alternatif yarattığımız...
mesela gelelim bugüne(04.10.2009)... 20 yıl öncesi elinden tutup parka götürdüğü, kucağında aslanlı şarkılar öğrettiği, para üstü ile birşeyler almasına müsaade ettiği torununun oturmuş ekmeğini yemiş; bu da benim orgazmdan zevkli anlarıma yazılmıştır; keyifler gıcırdır:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder