Bir yalnızlık kıymetlisi

Bugün de, rüzgar gibi geçmedi ama geçmiş gibi yapalım, çünkü memnunuz efendim... Haftasonları çalışan insan için zorunlu olmadıkça, dışarıya çıkılmayan boşluklar oluyor. Hayır, yanlış anlaşılma olmasın, işte sen orda yalnızsın da ondan şöyle böyle felan diye gereksiz itirazlarınız ağzınızdan çıkmadan ben davranayım. Çalışan kimi gördüysem öyle, zorunlu olmadıkça, yatma pozisyonunu bozmuyor. Zorlayacak birşeyler olmalı yüzde yüz, yoksa canını üzüp de maabadına kimse iltifa kazandırmıyor, sayın ismini vermek istemeyen blogum. Şimdilik eylemsizlik kararındayız, kaçırdığım pek de birşey yokmuş gibi geldi, en azından bu haftasonu için.

Dün gece feneri geç söndürdüm, saat 5 olmuş, hoca çoktan sabah ezanının ne alemde olduğunu unutacak kadar gerçekleştirmiş ve uykusuna devam etmekte iken, ben yatağa uzanıp sızma pozisyonuna geçmiştim. Her sevgili buluştuğunda bir araya gelmek ister ya, sanırsam alt kapakla üst kapak bayağı özleşmişler, ben de uyku ile haşır neşir olayım diye vazife edinirken kendime, henüz daldığım uykumdan başka bir aşk mesaisi ile uyandım. Yukarıdakilerin; ne iş yaptığını bilemediğim besleme damatları ile sanırsam büyük kızları derin mevzuularda hasbihal eder vaziyettelerdi. Arkadaş tamam gözetlemek yada dinlemek insani bir içgüdüsel ve tatlı gelen bir ..nelik de, ben artık sıkılmış vaziyete geldim bugünkü tecrübemde. Sanırsam renksiz seks hayatlarını haftada bire düşürerek, o gün artık Allah ne nasip ettiyse halleniyor arkadaşlar. Hatunun ne kadar ateşli olduğunu bilemiyorum ama besleme damata şapka çıkarmamak mümkün değildi: Arkadaş, adamın içinde lokomotif mi vardı yada babasından lokomotifçilik mi görmüş bilemedim, performansından acayip kıllandım vallahi. Pilavı korumaya almalıyız, adam kaşık oyununa dalabilir yenge zaten limoni, ya settar ya bismillah diye bize girişmesin... Ama porno şirketim olsa arkadaşa başrol teklifi yapardım dinim hakkı için, vatandaş yengeyle Bursa metrosuna ek yaptı vallahi. 20 dakikalık insandan çıktığına inamanın zor olduğu sesleri dinledikten sonra uykuya daldık ve tabii yatak imalatçılarının da benim kulaklarımın gıcırdaması gibi kulakları çınlamıştır inşallah.

11 civarları kalktım aceleyle kahvaltı ettim, spor yapacaktık haliyle. Saat 14.00 civarı spor salonundaydım sanırsam. Pazar günleri ikidir rastladığım ve korkarım gelenekselleşecek olayla yeniden karşılaşacaktım. İlk gittiğimde yanımda telin kulaklığını evde unuttuğumu anlamış ve geri dönüp almaya erinmiş olarak, son ses açık bir Münir Özkul içeriği olan Kanal 7 filmi ile karşılaşınca, eşyalarımı bırakıp geri döndüm eve. Allahtan yakındı, her neyse aldım geldim. Soyunduk ve giyindik siyah tshirt ve kapriyi taktım kulaklıkları takılırken, geçen hafta Serkan hocayla oynaşırken eve dönerayak yakaladığım hatunun spor yaptığını gördüm. Serkan hoca da abisi ile birlikte işlettiği salonda sanırsam küçük kardeş olduğu için pazar mesaisini devralıyordu seve seve. Her neyse, biraz sonra hatunun mesaisi bitti ve aşağı kata inmeye meyillendi bir baktım Serdar hoca elinden tutup indirdi hatunu. Vay be, dedim içimden; meğer iş hayatıyla aşk hayatını karıştırabiliyormuş insanlar... Neyse, ben çorbama bakarım hesabı spora devam ederken bir de baktım az sonra hatun kişi giyinip geldi, filme birlikte devam eylediler. Daha sonra kucak kucağa doğru gidiş vardı, benim o kattaki işim bitti, gerisini bilemiyorum. Bir daha pazar günü gitmemek lazım; bu anlaşıldı ama bence bir mahsuru olmasa da, beterinden korkar durumdayım. Benzer bir durum benim başıma gelmişti hatta ya neyse, bu aralar yeterince yerin dibine girdik, anlatmayayım o da kalsın, blog idare et.

Daha sonra eve gelince canım yağmur yağacak öngörüsü ile dışarı çıkmak istemedi. Bu mecburiyetten miydi yada başka şeyden miydi bilmiyorum ama memnunum verdiğim karara. Kendi başıma kalmak, hele bir şeyler okuyup bir şeylerle meşgul olmak daha hoşuma gitti. O bakımdan, asosyla bir faaliyet de olsa, bir şikayetim olmamasından ötürü, olay kapanmıştır. İnsan ne yapıyorsa, bundan memnun olmayı bir şekilde başarmalı.