Her neyse, hayata devam ediyorum haliyle. Bu hafta muhtemelen çalışma çalışmaları ile var olacağım, tabii kiçalışamayarak ve şimdi kim uğraşacak allasen'ler ile boş zamanı oyalayıp boyalayacağım, sınava dımdızlak gireceğiz o olacak...
Kendime bir tokat atıp, titretip kendime gelmeliyim aynen gelmeliyim.
Havalar serinledi birden. Hani çok salmıştı hani bahar olmuştu
ve ısınmıştı ya havalar, şimdi o tavırlarından eser yok. Aklıma çok kızıp. çok kırıldığımda dünyaya takındığım tavrım geliyor; dizlerimi gıdımın altına alıp, kollarımla kaval kemiklerimden ayaklarımı kalçama doğru çekemem... Sanki dünyaya, sen dön ama ben durmak istiyorum, ne hesabın varsa bensiz gör demek gibi. Hava da aynen bu hallerde, bahar geldi havalar ısındı heyyo diye coşan bünyelere, siz gidin ben geliyorum der gibi... Ama dağın yamacına başını koymuş ve usulca yağmayı bekleyen o görkemli grisi ile bulutların, sinirli görüntüsü beni yeniden mest etti. Sanırsam, hayata tutunmayı en azından eskisine nazaran daha iyi beceriyorum.Öte yandan da, içime kapanmışlığım var, ne üzüntümü ne de bir sevincimi kimseye doğru dürüst kelimeler ile anlatmıyorum, anlatamıyorum. Ya çok kırılganım, yada keskin bıçak, ortasını bulmam lazım. Kafamda, bir şeyler değişiyor sanki, hani nefret ile işbaşına gelen siyasi düşünceler gibi, o tip fikirlerin bayrağını çekiyorum gönderime. Eski sevecen halime rücu etmeliyim, kırıcı olmak sadece kendime zararlı bir durum olurdu ve olur.
Hayat geriye dönüp bakmak değil, öne doğru hareketlenmek ve umut etmektir, derim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder