26 Nisan 2009 Pazar

Mühalaza

Sen,

tanımlayamamalarımsın. Yılları arkama alıp sana sarılamam'sın

kadınım.

Koynumun keşfe mazhar olamayacak bir köşesi,

kaybım.

Hala özlemelerimsin, yavaş yavaş süzülürken yanaklarımdan

gözyaşım.

Bu yapaylığım, bir tiyatro sahnesiyken hayatım sanki

pespayeliğim.

Ellerimin ağırlığından korkup, tenine uzanamamalarım;

tarafsızlığım.

Habersizce yaşarken, yine yol ortasındayken, ölmek isteğim,

öykünmemsin

Hangi dilde anlatsam da, korkularımı lügata sığdıramamam

dilsizliğim.

Gaddar bir poz kesişsin bunca acıma rağmen,

salaklığımsın.

Henüz gitmelerdesin; ellerim de halen havadaymışçasına,

üzüntümsün.

Belli belirsiz bir umut için, hayata sıkı sarılmamsın,

gelmeyeceğim'sin.



Çok üzgünüm bu sabah, kaç bardak ağlasam da sana bir yudum etmez bu yalnızlığım. Son tahlilde değersiz bir adamın değerli sevdası olsan da, benden habersiz yaşa; hoşnutum.

Mutlu ol, bu son ve tek isteğim senden. Her nasılsa, hayatım bir şiirken, içinde büyük harflerle yazılmış, okunsa da; yararsız bir şifre olacak kalmayacak mısın, ha?...

Hiç yorum yok: