22 Şubat 2009 Pazar

Ölçü

Sen dokunamadığım en mahrem'im ve herkese açtığım'sın.
Bir göz yaşısın, kaynağında şişelenmiş ve içimi bana nasip olmamış, ancak sebil'sin.
Herkesten gizlediğim bir karikatür'sün, güldürüp beni ağlatan.
Kar yağarken, dışarı bakmalarım kardan adama öykünmem'sin.
Sanat filmi'sin, 2 defa çekilmiş ve beğenemediği'm, mahrem'im.
Kanatlarını kullanamayan bir kuş'sun ve ellerimi kanat edinmiş'sin.
Yıllar sonra memleketime dönüşüm'sün, beni kimsenin karşılamadığı.
Bir düzensiz davul ritmi'sin, bol gülücüklü ve benim düzensizliği'm.
Arayıp da bulamamalarım'sın, içimdeki kıranlığım'sın yani.
Dönüp dönüp okuduğum bir roman'ım, tekrarından utanmadığı'm.
Ve susamalarım'sın derya ortası tuzlu bir tecrübedeyken adeta...
Saati tıkırdayan bir patlamaya hazır'sın, ben seni imhadan sorumluyken.
Bir çocuk'sun azarı benden henüz işitmiş ve ağlamanın ilk notasında.
Arkamdan sırıtan bir elbise yırtığı'sın, aksi yere, ben usta bir terziyken.
Açlığım'sın, ilk lokmanın boğazımdan geçmesi sürüncemedeyken.
İçimi gıcıklayan bir şehvet'sin, üstelik her sana doyuşta bir utanış'sın.
Elleri acemi bir ergen yalnızlığım'sın ve harala gürele kendine sığınıp.
Seni gördüğüm sıcak bir rüya'sın, yüzümü yıkarken uyanmanın pişmanlığı üstümde.
Reddedilen bir azınlık'sın içimde, türkülerin söylemeye korkulanım'sın.
Radyoda ansızın bir kan anonsu'sun, kanım sıfır alıp oturmuş öğrenci ve kanaat notu negatifken.
Bulaşıcı bir hastalığım'sın, bende bitmeliyken bu mikrop saltanatı.
Paylaşılsa keşke bir kuru bir ekmek'sin, küfü cömert fakirliğimizin bayrak rengi...
Sarhoşluğu'sun bu ölçüsüz şiirin, hiç bir müsamerede okunamayan'sın; öksüz'sün.

Hiç yorum yok: