Gece öyle birşey ki, esip geçemiyorsun üstünden. Kalıveriyor sende, gece bir yana ay bir yana diyemiyorsun...
Kendimle sevdiğin arasında kalmak nasıl bir şey biliyor musun be blog?... Hayal kırıklığı yaratmak ne demek ve hala hazmedememek nasıl bir hezimet biliyor musun? Ya kendim, evet yapmadığım planlardan alacaklı bir hayat sürmek, planladıklarını gerçekleştiremiyecek olup bir göz yaşı dökmek nasıl birşey geleceğe, ha?
Ya akrobat olmak? Bir yanına aşk almak öbür tarafa kendini, ip üstünde yıllardır dans etmek?... Üzmemek, istemek, sevmek, hasret hepsinin çorbası olan bir ilişki olmak, ha? Hepsinin üstüne hala pişmanlık.
Şimdi hesap ağır gelmedi mi bu garibana, onca yemiş içmiş ve yiyen ve içenlerin kalkıp gittiği bu halde? Hala elinde bir çay olsa da, ona mı giydirmeli hesabı?.. Hesap sorarken akla ve mantığa kızmalı mı yoksa kızmak gönülden olduğu için mi bu karmaşa?
Silme gözünün yaşını yanağında kurusun, çöl olsun bu tokatla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder