1 Ocak 2012 Pazar

salak bir adamın ağzından, kurmaca

ve sen, kimseden gelmeyeni kendinden bekleyemezsin. kimse kadarsın, ama herkes kadar da. biraz sen de olan çoğunlukta da...

yine yenildin değil mi?.. yenildin. iyi niyetin süistimal ve canın sıkkın.

-oh olsun sana. kimse senin gibi olamaz denmemiş miydi sana?... cennet dediğin, bu dünya da yok. hayat acımasız, sen sende ol ve sıyrıl üstündeki ölü toprağından. aksın. kan da, göz yaşı da aksın ama, sen kal ayakta. kimsesiz. üşü biraz. kaybet kalabalığını. ve gece gibi kal; karanlık. uyandır içindekileri; hani o belki yıl var kapattığın, o masum çocuğu uyandır. yarın okul var de, mecbur, uyandır... masumiyetini giyinsin önce, bembeyaz bir sabahın tam zamanıdır. kızma kimseye. kızma. herkes olduğu kadarı. fazlasını bekleyen sendin hatalı, hatan kadar da utanman olsun biraz ve sevdiğin için, affet dünyayı.. düşerken elini tutsa da zehirli sarmaşık, kendinden olan zehri verdi diye sana, kırma onu birden kızıp, bağışla herkes elindekini verir sevdiğine diye, severken de; onları onlar gibi sevmeyi ödev ver çocuğa... öğrensin. büyümeden de olgunlaşılıyor.

karmaşıklaşsa da herşey, sen berrak kaldığın sürece o sular seni silemiyor. karalara güvenip, kaybolurum sanma, ışık içinde ve sen aydınlatacaksın o karanlığı. ellerin temiz olsun, kirli ellerinle temizle kirini ve çivi çiviyi söksün birden. sen sen ol yeter. başkasından kendini ödünç alamazsın, unutma ve yaz bir kere daha; unutmayacağın bir yanına... sen ancak kendin kadarsın, fazla gelemezsin hiçbir yere ve ne kadar varsan o kadarsın içeride. olmadığın bir filmin, baş rolünde de sen yoktun, yönetmenliğinde de, sen sadece dışarıdan bakarken filmin afişine, tek kişilik matine bir hayal kurdun kendine... acımasın izleyen gözlerin ağlamaya, payın kadar her dramdan bu filmde, ama film bitince de, kalkmayı ihmal etme o hayalden.

acıma kendine. acırsan, ellerin daha da acır. kimse kadar kimsesizsin, acımak tek kişilik ve boğar bir tabut nefesi üzerinde ciğerini, sana daha atmosfer lazım; kaybettiğin baharlarından damıtmak için gençliğini...


seni çok sevdim biliyor musun.. çok. sen, gelmeyensin, gelmediğinden sevildin belki. bu bayram, bir şeker yerken hatırlarım mutlaka seni, unutkan zihnim glikoz sebilindeyken, kurban olan bir çocuk olur; nasıl olsa her bayram şeker yenir, jelatini doyurmaz o çocuğu, ona acırım. biten ne varsa, bittiği ile mühürleniyor ve zaman dediğin, yaşanıp bittiyse, sadece bir kaç sahne, bir kaç hatıra, hepsi güzel şeyler.

-bayramlaşmaya geldim, derim, bayramda
güzel şeyler konuşulur; öyle değil mi ya?..

önemli not: moralim bozuk, saçma sapan. mevsimde, bağışla bu kısır yağmur bulutlarımı. yağmadı, böyle esti.

Hiç yorum yok: