23 Mayıs 2010 Pazar

vicdani red.

hep hayfılanır dururum,
sevilmek kârım değil diye.
oysa haksızlığım büyük kendime;
bencil maceraların küçük kahramanı;
anılmayan adının duvar kazıntısıyım ben.
sevdiğim, kendimim, anca bencil bir aşk sürpüntüsü;
yazdıklarım dökülmeye afilli birer yaprak.

hayatım tek başına,
tek başına olup, dünyayı asmışım gözümde.
yetmemiş, herkes suçlu, bir ben masum,
iddia makamı olmuşum çıkıp.
benle manalı ya herşey, bensiz sefil;
ben gelmeden yemeğe başlanmasın zaten...

asılması gereken tek kişi benim oysa,
bu dünyanın hiçbirşeyiyim, hiçbir yerindeyim.
kanım kırmızı ve sıcak, güneşten ve çiçekten gasp,
boyum orta, kahvenin sıfatı sadece.
gözlerim gece karanlığı, saçlarım deniz dağınığı;
herşeyim büsbütün taklit, çırpma, çalıntı.

yok etmeliyim, bu kendime kurulu düzeni,
saçmalı bilyelerini bu kendini beğenmiş çocuk.
patlamalı bir bir kendimi dünyaya sakladığım duvarlar,
kanamalı kibirim ve bencilliğim; bu sebebi yalnızlığım.
daha da yalnız kalıp, anlamalıyım sebepsizliğimi,
ağlayarak yıkmalıyım aştığım hadlerimi...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Aşmak, kazandığını varsaymak kendini hayatın yollarında bir yol adına büyütmek zor değil mi?

Şiir müsvettesi dedi ki...

tutum geliştireceğim diye, içinde dar ağaçları kurup herkesi öldürüyorsun ve bu diktatör düzen, sadece sana yararlı. temyizi yok, dava düşmez, olsa olsa nefretten vazgeçersin, oysa tek yararı yalnızlık; hem de dolu dolu, senin içine sığışamadığın bir yalnızlık...