gelişin ayık bir güzellik,
bu şehir sarhoşken.
kaçmak vazife gibiyken;
ben kalırım:
bu dağ, bu ova, gök içine çeker beni...
limanı bir görüş günü,
bir sürü demirli gemi gönlümde
ve kanımı satarım sadakate.
sürer günlerimi şimdiye,
yalnızlığımı umursamadan,
tutar çocuk saçlarımdan çekiştirir.
henüz kuru ağzımın sözcükleri pıhtılaşır
cümlelerim düşük yapar.
gökyüzün kararır sonrası
yıldızlarımdan sızarım, henüz batışımın ardı karanlığına
derken medcezir sızlar kıyıların,
yosun yeşili kırpıştırırım gözlerimi.
sen ölü sanırsın,inanmazsın.
fark etmez oysa;
hangi deniz vardır kaplı, üstümde.
reddim bir refleks;
feragatim sanki mecburiyetimde
-pasif böylesine sevginin, yükümlülüğüdür.
erinmem sevmeye, herşeye rağmen,
daha da savurur beni sana.
sadece eriyik mum izi her yerinde canevinin,
tek kalıntısı;
ömrü mum bu sevmek mükellefinin...
bu şehir sarhoşken.
kaçmak vazife gibiyken;
ben kalırım:
bu dağ, bu ova, gök içine çeker beni...
limanı bir görüş günü,
bir sürü demirli gemi gönlümde
ve kanımı satarım sadakate.
sürer günlerimi şimdiye,
yalnızlığımı umursamadan,
tutar çocuk saçlarımdan çekiştirir.
henüz kuru ağzımın sözcükleri pıhtılaşır
cümlelerim düşük yapar.
gökyüzün kararır sonrası
yıldızlarımdan sızarım, henüz batışımın ardı karanlığına
derken medcezir sızlar kıyıların,
yosun yeşili kırpıştırırım gözlerimi.
sen ölü sanırsın,inanmazsın.
fark etmez oysa;
hangi deniz vardır kaplı, üstümde.
reddim bir refleks;
feragatim sanki mecburiyetimde
-pasif böylesine sevginin, yükümlülüğüdür.
erinmem sevmeye, herşeye rağmen,
daha da savurur beni sana.
sadece eriyik mum izi her yerinde canevinin,
tek kalıntısı;
ömrü mum bu sevmek mükellefinin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder