Şimdi günler günlere eklenmiş ve susuyoruz ikimiz de, öyle ya, ben bir sessizliği ardıma katmışım yolların bende kaybolduğu kendimin kendimde silikleştiği uzaklardayken, sen benden bihaber sadece susuyordun, hem bana hem de sessizliğinin gereği. Ne diyecektim de affettirecektim bu pişkin hallerimi, maalesef ve iyi ki, bahaneler artık kar etmiyor. Her bahane daha kendinden sıyrılmak değil mi hem, daha nasıl kıvırarak nasıl kandırabilirim hesabı değil mi, kaçmak değil mi o kendinden, hani umursamayan yada umursayıp hatalarından silinmeye çabala gübele sıvışan, he?
Bayram bayram olalı böyle yol görmedi, önce görevli olduğumuz bir durumun ifası için başka memleketlerde başka ellere emanet ettik yüzümüzü, bol bol olmadığımız adamdan resitaller sunduk yeni tanıyanlara, mengenelerde can hışırtısı seslendik. Daha sonra iki kişi olup bir gece vakti soğuk topraklardan ılıman, beni sevmeyen ve benim de sevmediğim ama benim olan topraklara gittik. Burda da başkaydık, başkalaştık, sonra gezdik dolaştık, arabadan inmedik. Sonra yolladık yarımızı ve yeniden hayırlı evlattan kalan ile bir süre beden dersine çıkıp dinlendirdik adeta bedeni. Şimdi cümle aile, yeniden benim kümeste, Bursa'dayız. İşgal altında bir ev ve bana kalışının, benden oluşundan zaten sıkıldığım ama paylaşmaya meyilsizliğim ile karmaşık bir duygu aroması halindeyim.
Aslında ve itiraf olaraktan, bol bol korkup, yalnızlığıma sığınıyorum. Ya alıştıysam başına buyrukluğuna, ya sadece uyumsuz biri olup çıktıysam bunca zamandır, anlaşılmazlığa gidiyorsa içimdeki köklerin dipleri, işte ve daha fazlası ile boş zamanlarımı korku duyarak geçiriyorum bir süredir. Çevremdeki kadınlar ve kadın diye sevdiklerimin hepsinden uzakta ama ideal noktadayım onlara göre, fakat ben hep tavşan b.ku gibi ne kokar ne bulaşır bir haldeyim adeta, ne gidiyorum ne de istikrardayım, kendimde huzursuz bir bekleyişim varmış, gibi sanki. Susmak, yani, tek taraflı değil.
Günlerin özetini geçmek de sıkıyor, özetin de özeti oldu aslında. Ama bir yerden başlamak lazımdı ve başladıkça daha da sen olacağım, yalnızlığına sığınıp, anlatamadıklarını yazılara saklayan bir adam, kirli saçları, yağlı ve ellerden uzak soğuk sularda demlenmeli bir başı taşıyan hantal vücudu onun da altında 43 numara ayaklar ama içine doğru değil çünkü o ayaklar gezmeye erinen o üst bölümün çok derdini çekti, sadece bekledi çoğu zaman ve hala bekliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder