vermek ve şehrin bir kenarını oluşturmak. Belki tek başına sadece, kedilerin aşna-fişnesine konulu bir sokak olacaksın ama bir parçası olacaksın o bütünün; savrulmuş bir başına, olmaktan her halükarda iyi olacaksın...Maçtan sonra, yine gezdim sokaklarımı, sokaklarım diyorum, artık benimsedim bu kenti. Ayrılmak olacak mı, ihtimali her zaman vardır ve korkutur ayrılığın, tek başına umarsızca yürürken bunu anlamak hasıl oldu o an. Yalnızdım ama beni sahiplenmişti o sokak, yadırgatmıyordu bağrına basan ayaklarımı.
Memnunum, memnuniyetim satılık da değil üstelik ve tek kişilik; henüz bu şehirde, bu hanede. Başkalarına yetecek ve benden taşacak mutluluklarım yok henüz, bu da benim yarattığım tek kişilik dünyanın dönerken savurduğu harelerimden.
Haftasonu olmayacağım, hoş sen artık yokluğuma da talimlisin, öksüzlüğün tescilli ve benim vefam kimbilir kaç aylık tecilli. Bizim sen ile ilişkimiz hep böyle, ben sana koşarken sen kaçıyorsun, gözlerin beni ararken ise ben hayattan kopup bambaşka evrenlerde geziyorum. Hep rüzgar bizden yana esiyor ve yelkenlerimiz dolmuyor, ilerletemiyoruz bu gemiyi. Özür dileme'yi de, sildim farkındaysan, artık ihtiyaç unsuru hayallerimi döküyorum sana ve zaten onlar kaldı deli dolu bende tek, affını sen kır, bu deli dolu kalemin, sayfalarına çizerken idamının sehpasında ve bu mükerrer olsun, ellerinde öleyim her seferinde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder