25 Eylül 2009 Cuma

Redif

geceyi gündüze tanıştırmalı asıl. hem de yakından, zıtlıklarını oturup konuşsunlar ve gidersinler diye. biri diğerine şiir yazsın mesela, diğeri şarkı söylesin; romantik olsun, bana kalmasın yani efkarı zıtlıklarının. hiçbir kadını birinin diğerinin tepesine bindirip, inatlaştırmayayım aşkla.

birbirine en zıt yerde yaşıyorum bazen, bazen de hoşlaşmıyor içime kapanıyorum. sanırsam aşırı duygusal olmaktan kaynaklanıyor, her halin tavrın bir manası olmalı ya benim için, her şeyden hem buhardan kaçıp gitmeden bir mısra damıtmalıymışım gibi. Çok da derdimdi yada olmalıydı. Benden gram adam olmaz hatta maymunlara borç bile veririm kendi cebimden, o derece.

yalnızlık gizli bir sevgili ve kıskandırıyor kendini. hem korkutuyor hem de sevdiriyor, vefalı. gidene git demiyor cismen ama gelen varken özletiyor kendini. mesela, ev arkadaşım ve kiraya katılmadan yanımda yatıyor her gece. kaldırmıyorum işe giderken, kendi halinde takılıyor, eve gelene kadar ben ve akşamları yine benle. belki ev sahibi O ve de ben O'nun sponsoruymuşum gibi düşünmedim de değil aslında, bu duruma alışıyorum laf aramızda. hayatını birleştirmekten geçen belki mutlu hayat veya umulan hayat, O'nun en büyük düşmanı gibi. sırf o yüzden, onla bozuşmak da işime gelmiyor, o da onu ne zaman kovmaya kalksam dağlara çıkıp, siniyor bir yerlere. aşkı da çileli ve bazen hasret koyuyor kalbe, özletiyor. hep yalnızdım, ben daha çok yalnızdım, en yalnız bendim türü konuşmalar hem yazarın ağzından hem de dışarıdaki 3.tekil şahsın, ilk 2 arasına giren, nadide laflarındandır. yaman bir aşk onla yaşanan, ağızdan da düşerken bir kaç rütbe sanki hayatta alınmış.

şiir dedim de aklıma üniversite çağlarında şiirle olan mecburi randevularım geldi aklıma. hep yazıyordum, karalıyordum birşeyler. bir ajandam vardı,renkli, ona düşerdim hep izlerini hayatın, çoook uzun zaman olmuş bak, yıllar var belki. şiir yazardım, ajanda olmasına rağmen şiir defterliği de vakidir, arkadaşın. ama her devrim önce evlatlarını yermiş ya, bendeki devrim önce onu yemiş ve bir kenara bırakılmış; bir öğrenci evinde mecburi iskanda; şimdi kimbilir hangi çöplüğün koynunda sabahlamış ve -ıyordur. Çok severim öyle beylik ve benlik dolu lafları ama bir yandan da en çok benliğime ederim zulmü. Kimseye kıyamasa da, hiç bir kavganın kirli bir parçası olmasa da ellerim, kaç defa kendine vurmuştur, kimbilir.

her şair incinir ve ben kendimi incitirken, gelmeyecek sevgilerin bilmediği yollara dikerken onca şiiri, vazgeçiş ve demlenişler arasında ne şiirler harcadım. benim hayatım buydu; arayıştı, aramak bulmak için değil sadece aramaktı. belki hiçbir kadın bir şiir etmiyordur, eski bir sevgili anısı oluyordur ve her kadın unutkan bir sarhoşluk oluyordur, aşk şiirlerinin belediye meyhanesinde; ben ise fedakar meyhaneci olarak, sebil ediyorumdur içimde yıllanmış şiirleri; ki bu da mümkün. kadın denilen coğrafyanın, başkenti aklı mıdır, kalbi midir zaten çözülmezken, aşkın yollarına serdiğim, inandıklarımı harcamak ne yaman çelişkidir, buyur sayın kendim; çöz.

hayata dair ne varsa yazıyorum pek sayın blog ve yazacağım özetle. bir zaman sonra yüzümdeki utanç olmasın diye yaşadıklarım yazıyorum ve kendime söylediğim, bir ihtimal de söyleyeceğim yalanların kriptosu bu mecra olacak, inanıyorum. hiçbirşeye yaramazsa sadece buna yarar; yaramazsa da, martı müşterili manzarasız çöplüklerin içine, buruşturulmuş kardeşlerinin yanında yerini alır.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

redif'e ;)

e.y.