3 günlük çalışma temposu da yetmiyecek çünkü uyumuyorum ve çok koymuyor bu. Şikayet sanılmasın, bunların hepsi beni hayatın daha zorluklarına karşı hazırlandığına inanmak istiyorum. Her çekilen acı yada katlanılan zahmet, bir sonrakine ısınma turu, sanki. Bu dayanma kudretimi arttırıyor yada ben öyle sanıyorum; sanmak istiyorum. Herşey bir yana, alışmak insanın en büyük ve en maharetli eli bence. Alışamayan, kıvrılamayan bünyeler üzülmek ile imtihan ederler inatlarını, ben ise doğal seleksiyon türevi bir zevk türüne alıştırmaya çalışıyorum kendimi. En güzeli yerine en mantıklısı, en fazlası yerine en ölçülüsü ve sakınmalar, bunların hayatımdaki gölgeleri. Hayatı bu yüzden seviyorum, bilememek bir lüks sanki geleceği. Her şeyi bilip de unutmak ise kaymaklısı bu tatlının, hep öyle devam edecekmiş gibi yaşamak da yedikçe yakmayan şerbeti adeta.
Lafı ölüme getirmek değil amacım. Herkes kadar nasipleneceğim ölümden. Bu mesele değil, asıl mesele hakkını vererek yaşayabilmek. Ne kadar insana yayabilirsem adımı, o kadar daha yaşarım ve sonu tükeniştir, yiğitçe gitmeyi de bilmek lazım ya bu dünyadan; ben aslı onu bilir onu söylerim.
Ölüm;
aslında tenimi tatmasını isteyeceğim bir kadın gibidir,
aşkı edilgen...
gelinip bulunmalı bir sevda,
kopup gidemeyeceği kadar seven bir tutku adeta
ve gitmeli uzaklara, bir yol.
el sallanılmamalı bir; bitişi meçhul.

aslında tenimi tatmasını isteyeceğim bir kadın gibidir,
aşkı edilgen...
gelinip bulunmalı bir sevda,
kopup gidemeyeceği kadar seven bir tutku adeta
ve gitmeli uzaklara, bir yol.
el sallanılmamalı bir; bitişi meçhul.

Kandırmak lazım hayatı. Çok çok unu'tu'turmak lazım yaşadığınızı ama O'na, kendinize değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder