
Şimdi esaretten kurtulmuş gibi bayrak sallamak lazım. Yoksulluğu bir günlüğüne unutmalı yada yok etmeli. Umutları bir bir dallarından koparmalı, sulu ve olgun hallerini tatmak lazım. Hızlandırmalı hayatın değirmenini ve vazgeçmeli vakti öğütüp yalnızlığı özümseyen değirmenlere saldırmayı bırakıp, sancho panzayı da azad edip, dinlenmeli ve gökten düşen damlalara avuçla havuz kurmalı; bir yudum da olsa hayatın öpücüğü alınmalı ondan. Oruçları bozmalı, iftar niyetine en güzel ziyafeti tok bir misafir gibi ağırlamalı ve bendeninde saklamalı, azıcık da olsa. Unutmayı bir kere de, iyiye güzele kullanıp, dünden ve yarından sıyrılıp imkansızda yani bugünde barındırmalı yada Almanya'dan gelen oğlunu bahane edip akmayan dakikaları dolu dolu doldurmak üzere, azapları boşaltmalı.
De gayrı diyeceğimi dedim, karnımın şişi indi. Ben biraz ara uyuma yapayım, bol güç ve kuvvet benle olsun; evvet aynen.... Sessize alalım hayatı ve uyku dolduralım hazneleri ve periskopu da indirip, derinden ama usulca ilerleyelim. Kutsal hedeflere sürünerek de ulaşsak, ulaşmış olmaz mıyız, ki ben sürünmenin altın karmasında yerimi belletmiş kazma bir topçuyken, zafere giden her yol mübah sayılır hatta Almanlar yenilmiş kardeşim; biz yenilmemişiz, Mondoros felan traş yani.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder