Yağmura koşan gri

Gökyüzünün en karaya kaçan grisinde saklı bir hüzün bu, her bakana bana gel diyen. Sanki bulutlar çarpışmış, bir kavga bir gümbürtü ile birbirlerine şimşek fırlatmışlar... Bu hüzün, bir ağlama ile göz yaşı döker demin kavga eden, şimdi birlik olmuş bulutlar.

Şimdi kaçmaktır bu kokuya düşen;
hiç burun farkında değilse onun,
hele ki yıllardır yoksa hiçbir algısına.

Sonra tutar ellerinden kara toprağın; yutar yudum yudum düşeni toprak. Öyle düşer ki, eli yüzü kapkara olur damlaların. Yuvarlandıkça toprağın derinine, daha çok toprak olur, kararır renksiz gözleri. Sanki daha demin kavga yoktu, sanki kavga kıyamet; onca tantana, bu sevişme içinmiş, sanki bu sulu öpücükler, topraktan göğe yükselen, nesnelerin görüntüsünü bile dalgalandıran hasrete yetermiş...

Şimdi'ye kalmasın;
büsbütün dolaşmalıyım damarlarında,
sen olmalıyım bunca hasretin sonunda.

Gökten düşen sevgi mektupları, doyurur rahmeti, birikmeye başlar fazlasıyla. Özlemek bazen, ağır gelir özlenilene, redder konuma düşer, sevse bile özlenmeyi, istese bile şimdi fazla gelen bu kan değişimini. Bir göl olur gözyaşları ve her yere bulaşır adeta. Toprağın üstünde ne varsa, ne ona aitse, ne ondan gelip ona giden varsa, elleriyle sürer adeta, alacanmış bu sevdanın tohumlarını.

Şimdi kirlendim sayarsın,
korkarsın ellerine bulaşmasından..
Paçalarından başlar sarmaya seni,
kendine katmaktır asıl amacı;
ortak etmektir bu sevişmeye

Devamında, yine hasret başlayacaktır. Daha acıkacaktır toprak. Yine yağacaktır üstüne başına, her yerine. Bu sevişmenin bir parçası olmak için ölememeye and içer herkes, oysa ölse de bir parçasıdır. Elleri olamazsın belki gözlerin yarım, ama vücudu olursun sevilenin, bir parçası olursun dişi toprağın...

Ellerim burdayken sen yoksun.
Bir kavga kadar susamışım sana,
sonrasında yine yağ üstüme,
esirgeme kendinden.

Not: İlgili kayıt, 2006 yılında bendeniz tarafından İzmir'de, eve dönüşte yakalandığım yağmurda Bornova Büyükpark'ta sığındığım bir çatının altından çekildi. Nokia 6600 vardı ve maalesef böyle kısa kayıt yapılıyordu.