28 Mayıs 2009 Perşembe

Emektar yoldaş

Ah be koptuk ve gittik ya senlen, bu dünyanın ve ahde vefanın çivisi çıkmış canım kardeşim... Neler neler yaşadık birlikte, herkes gitmiş ve ben yalnız biriyken yabancısı olduğum memleketimdeki tek arkadaşımdın. Sıcağa karşı sıcakla daha bir savaş veriyordun benle, benim için.

Hiç unutmam, mezuniyet gecesiydi. Senden iyi olmasın kankam Ümit'le, o sıra yaşadığımız kentin tek barı olan Cadı'dan yürüyerek dönmüştük. Çorbacı derken, 75. yıl parkında sabahlamıştık. Oturup tüm bir lise hayatını konuşurken, herşeyden böyle kopup gideceğimi bilerek bilemediğim göz yaşları akıtıyordum içime. Babam aramıştı bana ödünç verdiği cep telefonunu, oğlum hadi gelmiyor musun diye, ben de tamam baba deyip tanıdığım en iyi en sağlam arkadaşlardan biri olan Ümit'le ayrılmıştık sabahın 6sında. İçmemiştim ama uykusuzluktan belki sarhoş gibiydim. Eve girdiğim gibi yatağa yönlendim. Uyumuşum annemin telefonu ile uyandım, saat 16 civarlarındaydı belki. Müsaitsen geliceğiz demişlerdi. Ben de buyurun deyip üstüme birşeyler giyip seni beklemiştim. Geldiler ve seni kurdular. Bırakıp gittiler. Korkudan ne yapacağımı bilemedim ilk. Sonra alıştık birbirimize. Sonrası Öss puanımı senden öğrenmiştim saat henüz 9.10'du. Sıkarak yumruklarımı duvara bir tane patlatmıştım, gözümden boşalan yaşla. Sonra sadece senle olduk, senle okudum senle yazdım uzun süre. İlk yıl gittiğim kente alışamamıştım, her hafta sonu kaçıp sana geliyordum. Aşklarım sendeydi, avunmalarım hatta. Senin vasıtanmla karşılıksız bir sevdaya mesaj bile atıyordum hem de kendi numarasından. Şarkılar ile ağlıyor daha beter kederleniyordum.

Sonra ayrıldık derken o kente alıştım. Eve çıktık başka arkadaşlarla. Senle oda arkadaşlığını iple çekiyordum ama kıyamıyordum sana. Kız arkadaşımın evine yerleştirmiştim artık seni ve ev arkadaşlarıma da onun arkadaşı olduğun yalanını uydurmuştum. O da çok sevdi seni.

Sonrasındaki maceralrımda hep benle oldun, yanıma aldım seni. Dünyaya yalnızlığımın açılan kapısı oldun ve öyle bir köprüydünki herşeyimdin ve herşeyim belki senden geçiyordu yine. Sonra askerlik ve memlekete kesin dönüş derken benle geldin, odama; eski yerine oturdun yine. Sonra bir askerlik süresi ayrı kaldık senle. Dönüşü ise benim için önemsiz senin içinse hüzünlüydü, hakeza yabancı bir memleketten gelen bir misafir yerini almıştı. Artık sadece bir bilgi dolabıydın. Arkadaşlığımız giderek eskidi ve koptu gitti.

Geçen gün uğurladım seni. Yıllarımı. Gönüllüydü benden yana , ayrılığımız, bilmem sana yeni maceralar nasıl gelir artık.

P.S.: Eski Pentium 3 550 Mhzlik bilgisayarıma yazdığım ayrılık yazısıdır. Ehhemiyete gerek yoktur, mekanik ve kişisel bir yazıdır.

Hiç yorum yok: