12 Nisan 2009 Pazar

Yalnızlığın ebatları

Bazen sınırlarını düşünürüm, acaba ben yalnızsam herkes yalnız mıdır diye yada herkesi aynı mı acıtır, ha ne dersin blog. Kimi zaman atacak son adıma bile mecali olmayan bir müşkülpesent olarak kendi kendime attığım kazıkların haddini hesaplarını tutamıyorum, ama ne biliyim herşey de benle başlayıp bitmesin be blog. Dümdüz belki hiçbirşeyim cemiyet içinde yada harcanmaya değerim yokluğunda yanımda bir kimsenin, bilemiyorum açıkçası.

Her neyse, güneşli havalarda dışarıda olmak da sorun o bakımdan. Adama batıyor çiftlerin gülücükleri. Yahu acaba yerlerinde olsam çok takar mıyım benim yerimden onlara bakan insanlara, kimbilir... Takmam haliyle, hatta hava bile basar insan icabında, ancak bu durum karıştırabilir olayları. Her neyse, bunlar derin mevzular. En iyisi ben bir kaçış ayarlayayım haftaya. Değişikliklerde yarar var en azından rahatlatır bünyeyi. Artık burda değersiz, evde değerli, İzmir'de ulaşılmaz'ı oynamak arasında sıkıştım kaldım. Çoklu kişilik sendromuna çeyrek kala, bir firar düzenlemek lazım, artık bir sabahlar olmasın yapmalı, evet yapmalı hocam. Bak moralim düzeldi şimdi.

Akıl fikir ihsan eyle Yarabbim..

Hiç yorum yok: