8 Mart 2009 Pazar

Zor adam

Bile bile, lades olmak var ya benim bir gecem o kıymığın battığı parmağın, kangren olması korkusunu; gidermeye çalışmakla geçti. Ağzıma bu aralar fazlasıyla yapışan, parmak ve kanama ritüeli, sanırsam bana bir daha o lafın kalıbının adamı olmadığımı, mizahi bir biçimde anlattı yada yüzüme çarptı diyelim.

Henüz her şey erkenken, daha koşmalara gebeyken bir maraton yada son 10 dakika oynanmadan bittiğine kanaat getirilen maçın, dilde ne hayrı olur, ha soruyorum, ne hayrı olur... Ama suç bende, sever gibiyim diyor ya uzaylı Musti, bizim olayımız da o. Taraf olmayan bertaraf olur diye 70lerin karşıt görüşlü adam dövme şiarı, bir kez daha karşıma çıkmıştı. Ne İsa'ya Ne Musa'ya, hele tükürdüğümüz ne sakal ne bıyık'tı sadece yüzümüz oldu, Yarabbi şükür... Tüy dikecek kadar koşmadım peşinden ama sıvayacak kadar olmuştu, kusura bakma blog; ben her şeyi söylerim belki, fakat bizim de belli bir düzeyimiz var, ağzımın seyri bundan sonrası susmalara denk gelir. Sakin ve derinden, aman blog...

Derken Bornova'nın Elm Sokağını ziyaret etmişim bir kaç saatliğine ve kimsenin dışarı çıkmadığı bir sırada ben yollara düşmüşüm. Osmanlı'nın 2. başkentiymiş Bursa, şimdilik benim 2. başkentim; bakalım kaderimin seyri coğrafik sallantılara daha ne kadar dayanacak... Laf aramızda, her saat 6'da gelişim ve Bursa'nın sabah mahmurluğu bir başka yahu... Önceleri, memleketi sevmeyi bir şehrinden başka bir şehrine intikal sırasında yaşanan hissizliğe vurmuştum, biliyorum, ama Bursa'yı başka sevmeye başlıyorum artık. Bahar giyinecekken ve yavaş yavaş sıyırırken kışı bakire omuzlarından, Uludağ'ın bu hoyrat kızı, biraz daha heyecanlandırıyor beni. Bir dudağın olsa da, gözümü kapatıp seni bir yudum İzmirlik öpsem be Bursa... Çapkınlık değil, sevmek, hatta davullu zurnalı yapılan yurdum açılışlarının bir başka türlüsü, hatta biraz daha sevişmeli hali.. (Yanlış anlaşılmasın, sevmek fiilinin işteş haliydi sevişmek, ha yanlış anlaşılsa bile, bu satırları yazan savruk adamın et peşinde koşacağına olan düşünce, bir edebiyat girşimin intiharına neden olmaz da, neye olur, ha söyle; sayın okuyan...)

Hiç yorum yok: