28 Şubat 2009 Cumartesi

Mecburi istikamet

Kendini çözemeyen, kör bir topalım. Çabuk inanıp, çabuk sönüyor içimdeki yanardağlar. Hemen isyana hazır ardından saman alevi hırsım ve tatlı su devrimciliğim. Herşeyi en azıyla yaşayan, turistik otelin açık büfe müşterisi hallerim... Azıcık romantik, azıcık şehvevi, azıcık hırsılı azıcık şu azıcık bu... Karman çormanlığım bundan, politikam ne kalkalım gidelim oluyor ne de ... yeme otur.. Tutarsızım.

Kafayı yeme emarelerinddeyim. Sevdiğim ne varsa tat vermiyor. Sanırsam vaat ettiğim şeyleri, tutmalıyım. Şu zengin dünyanın, bitmeyen oruçlarının faali fakir dindarlığıma kaldığım yerden devam etmeliyim. En azından kötü olan ne varsa olumlu karşılayarak başlamalı, çünkü üzüntü yıkmamalı beni. Her üzüntüden daha kuvvetli çıkabilmeli..

Yel kayadan ancak toz alır.

Hiç yorum yok: