23 Şubat 2009 Pazartesi

Kesit

...Yaşamak istesem de hayallerinde, rüyalar dışına çıkamayacağım ben de sende. Zaman eritecek cismimi ve en nihayetinde ismimi. Unutacaksın ve ben bir telefon sesi olacağım kulaklarında bir süre. Sonra o da kalmayacak; tümden gideceğim. Yenileceği maça çıkan ve şike yapan salak bir oyuncu rolü biçmiştim zaten kendime, o zaman yenileceğime üzülmek niye... Olabileceğim zaten sadece; baharın yağan yağmurlar sonrası 7 renkten biri olmak gökyüzünün karşındaki duvarına yapışmış: mavi ve güler yüzlü...

Boş ver acıma diyeceğim de, sen acısan hayat acımayacak. Sen dirensen, ben savaşamayacağım sonra. Tek başına bırakacağım seni belki, bana savaşında. Bu bakımdan, benim gibi cesaret öksüzü, geç kalmış bir aşk artığına, acımaman lehine olur.

Mutlu ol hatta daha da mutlu ol. O kadar ki, gülüşünü sindir ağlamalarının beklendiği kaderinin istasyonlarına. Ağlamaları unut diyeceğim de, gülen gözlerine ağlamalar bile yakışıyor. Sen ağlasan zaten dünya ağlar, ama sussan birden, sana bakar neden ağladım diye hayıflanır yeniden ağlar.

Güle güle. Eşyalar toplanmış ardından, anılar olmadan serpilmiş odaya. Söylerken Kadınım dizesini yuttuğum bir şarkı olarak sen de; Tanju Abi'nin yanına gidiyorsun içimden. Arkandan ağlar mıyım onu bilmem... Hem boşver ağlasam ne olur ki. Ağlamak kaderim olsun; gülen gözlerine deplasman; her yer ağlamak ülkesi.

terketmedi sevdan beni,
aç kaldım, susuz kaldım,
hayın, karanlıktı gece,
can garip, can suskun,
can paramparça...

Hiç yorum yok: