27 Kasım 2008 Perşembe

İstanbul Helecanı

Daha kesinleşmese de, İstanbul'a gitme amacı içersindeyim sayın blog. Çok da bi halt olacağından değil, simultane yani tam manasıyla ani bir karar değişimi ile olması bakımından, heyacan kattı semalarıma... Afferim bana, kendimi takdir edeceğim açıkçası. Benden cacık olmaz derken 2008e güle güle diyen ülkemin gayrı meşru başkentine gidiyorum, plansız programsız.

Ben ise karma-karışığım gene. İsteksizlik yaşıyorum. Kendimi birşeylere zorlanmış gibi hissetmek durumunda gibi oldum açıkçası. Benim bozuk bir Türkçem olması an itibari ile seni şaşırtmışdır da, dimağıma bile sirayet eden bir rahatsızlık oldu çıktı bu durum. Silkinip kendime gelmeliyim tezelden. Beyin yanmadan plakayı kaplayan tozu üflemek lazım. Yoksa tüplü tvlerin fiyatları bir tüp kadar bile etmediğinden, bozmamak gerek. Evet aynen aynen böyle olmalıdır.

Allah'tan mesai arkadaşlarımdan birinin tatili ve diğerinin tümüyle aramızdan ayrılışı(istifa) ile bana biraz daha inisiyatif doğdu işyerinde. Orda da sıkıcı ve durgun bir hayat olsa, setbaşı köprüsünden salarım soğuk ve cılızlığını kar sularına bırakmış dereye... Aman Yarabbim, sorumluluk ve sorumsuzluk arasında gidip gelmeler bir insanı hayattan edebiliyormuş diye hayıflandım ve bu canavarı yaratmadan amanlara eyvahlara sardırmadan durdurmalıyım bu içimdeki hengame-i amireyi.

Orta okulda hep beraber söylediğimiz şarkıyı mırıldanma evresinde hissettim kendimi ve salıyorum alemlere:

Sana söz yine baharlar gelecek,
Sana söz ışık sönmeyecek
Ölüm yokki tuana uyaaan,
Şimdi yaşanacak:
Söööööz Sööööz Sööööz Sööööz
Söööz Sözz Söööz Söööz

deyip yerine koyayım uslu duran kobravari pek alem şarkı san'aatımı efem. Yoksa şarkı türkü bu durumuma bir bidon benzin etkisi yapar, aman efendim. Şarkı-türkü derken canımın sıkıldığını fark ettim. Erozyon var keyfimden... Ama kaçarak nereye kadar:

Lan var ya, hayat dediğin bütün herşey sadece hayal. Canımı sıkmasın alırım aklımı. Ben neysem oyum aga. Hayır, bizde yamuk olmaz, olsa da ben düzeltirim hayatı o yamulur sorun ortadan kalkar. Ergonomik hafız, ergonomik.

Not: Yazar kişi çift kartlı telefon kulllanması bakımdan çifte kişilikli ve aynı anda farklı kişiliklerinle yüzleşilebilir konuma gelmiştir. Taksiratını affeyle Yarabbi diyip hayatınıza devam edin, gömün yalnızlığına. Ondan kalan hoş bir sada bu kubbede.

Hiç yorum yok: