Filmin konusuna değinmeyeceğim. Grift bir senaryoya sahip zaten, isteyen de üstünkörü haline heryerden ulaşabilir. Ben farklı hususlardan gireceğim damarlara.Film gerçekten üzerinde çalışılmış bir film görüntüsü verdi bana. Ana 2 karakter de sıradan insanlar değillerdi. Kendine ait karakteristik zevkleri olan insanlardı. Ancak film erkek karakterin gözünden anlatımı ile, başta sanılacağının aksine tarafsız bir bakış açısı veriyor izleyiciye. Bayan karakter hayatına girince ona da bir paragraf açıyor elbet, ama filmin sonuna kadar erkek gözünden anlatımı sürüdürüyor gibi. Bir yerden de okuduğum üzere Çağan Irmak'ın başından geçen bir serüven yada izler taşıyan bir senaryo hissi veriyor bu bakımdan.
2 karakterin hayatı bir şekilde kesişiyor ve birbirlerinin oluyorlar. Aslında filme burada bir eleştiri getirilebilir. Çünkü filmin başında izlediğimiz erkek karakter, aşk ve meşkle alakası olmayan ancak seks ile gayet alakadar bir hayat tavrı beslerken, birden, parasız ve zahmetli seksin yolunu tutuveriyor. Bu ne yaman çelişki yılanoğlu deniyor sonra düşününce, ama her film ve insanda olan istisnai bir hal hanesine çızıktırık atılabilir toplamda; çünkü olay örgüsü içinde sırıtmayan bir durumdu bu. Bayan karakter ise nasıl geçiniyor ayrıntısı biraz atlanmış. Tamam
homo economicus olmasınlar da, görünüm itibari ile, farklı toplum katmanlarında yer alan iki karakterler. Yani ha deyince birbirlerine ilgi duyan insanlar gibi düşünmeleri yerine, haydi bakalım aşık olup sevişelim türü duygular öncesi, bana da noluyor yahu demeliler gibi geliyor bendenize. Ayrıklar üstelik, dediğim gibi. Biri aşktan korkarken diğeri aşkı kullanmadan son paragrafa varan biri. Neyse.Olumlu yönü çok diyebilirim. Yani filmi beğendim. Ağlama krizlerine tutulmadım. Son sahne sadece, elimdeki soğanlar biraz acı olduğundan kelli,birazcık puslandım efendim. Yoksa, son anların ne kadar acıklı olup da anlatamayacak kadar gereksiz olduğunu da bizzat test etmiş biri olarak, bu sahnede duygulanmam söz konusu olamazdır, olmamalıdır. Çağan gelsin beni izlesin, bu da böyle bir geçiştirmemdir, kayda geçmesin lütfen.
Son deyince bir paragraf daha açmak lazım, Filmin sonuna doğru kendini unutturan ana konu tekrardan ortaya çıkıyor ve karakterlerin gözlerinden konuştuğu sahneye bağlıyıveriyor yani konu neydi diye kafa karşılıklıklarını alıveriyor izleyenin.
Artı yönü ise hemen her Türk filminde olan saçma özelliklere sahip değil. Örneğin göndermeleri fazlası ile var ve mutlu sonla bitmiyor. İlla acındırık yapacağım diye dalmamış meseleye, bşizzat gerçekçi yaklaşıp bitirmiş... Daha fazlası da vardır mutlaka, ben hatırlamak güçlüğü çekiyorum fakat metin olunuz, film başladığı gibi ben farklıyım dedirtiyor.
Bana gelirsek, iki kişilik koltuğa 26 kağıt bayılıp, bol zamlı popcorn deyi mısır patlamış hissi veren pahalı yiyeceklerden tıkınıp 2 saat geçirdim.
Filmin konusu biz erkeklerin hayvanlığı olması itibariyle, diken üstündeydim. Ama masal kahramanlar olan kişilerden etkilenmiyeceğine dair sevdüceemden söz almıştım. Film sonrasında kritik bile yaptık hatta. Anlaşamadığımız bir nokta oldu: Bana göre erkeğe kızının fotoğrafını cüzdanından gösteren bayan karaktere, bu kadar safça inanmamak lazım'dı. Kız arakadaşım ise aksini savundu. Çağan Irmak'ın bir diğer filmi olan Mustafa Hakkında Herşey filmi de benzer alternatifli flaşbekli bitişe sahipti, bunu tekrarlamış olmalı diye umuyorum. Yoksa her seferinde, öldürüldüğü duvarda yapışıp kalan sinek ceseti gibi ayrıntı şebeleği gibi olmak istemiyorum.Güzel filmdi demiş miydim?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder