12 Aralık 2012 Çarşamba

ihbar

kırılır dalı baharın
ve kış çöker ardı sıra.
koşarken rüzgarları
şimdi bomboş ıssızlık;
batar neresine değse insan'ın...

şimdi sevgilim
ben sen aşkına sönüyorum:

yılgın hallerim var bol bol..
söylenemeyen ne varsa dilimi bağlamış.
açmana hazır bir telefon taşıyorum.
ve sevilmeye ölen saçlarım
ve avutulmamış erkekliğim..
söylemeyim gerisini, en iyisi, boşver.
ben dolusunu yaşarım, nasıl olsa...

'ben demiştim' diyeceksin, giderken.
'sana kaç defa dedim ve dinlemedin...'
'ayak diredin yolların önünde küçükken.'
'şimdi ne bu gurursuzluk',
öyle değil mi?
hangi dağda, hangi çakal ölmüş
ve ihanet damgasıyla vurulmuş yüzüne bir çocuk
haddini yıkmış, delmiş...

ne kadar küçüğüm, benden büyüklerim varken.
en büyüğü en koyusundan özlemek:
isimsiz, ismini koyamadığım.
o bile bana küskün.
gülersin biliyorum,
çünkü isimi bile ben göremiyorum
koyamadığım, bende kalan, ama artık anonim.
yani sevdiğim,
telaşmalanma öyle ansızın
çünkü ismi kalmaz hiçbir vefasızın,
tahammülüne de artık dayanma yani..

bilmezsin;
suskunluğumu
bildiğim kaçamadığım ne varsa bende
saklanamadığı, saklayamadıklarım;
sen:













sevgilim...