29 Eylül 2011 Perşembe

can yarası
ve özlemek.
küçücük bir metruk yürek
ve maalesef unutmak hançer...
evet ve itiraf;
bu büyük ağzın küçük adamı;
seni özlüyor.

yalnızlık;
zor zanaat.
ve ellerim paslanmışken
ışıldayan bir hayal ile aydınlık;
sen...

seni özlüyorum.
ve itirafçasına
yüceliyor gönlümdeki kıpırtı
ve tekme atıyor ölmüşlüğüme
eski beni doğuruyor...

sevmek,
iki gözüm.
iki gözün tek köprüsü
gitme uzağıma,
hayalin terketmesin
bu kimsesizliğimin terminalinde
bu;
rıhtımı batmış gemi artığı çocukluğumda.

varlığın sana kalsın
bana yokluğundan nasipli bir rüya
ve canımdan takındığım bir askı lazım
kendimi asılı unuttuğum can aşkı lazım.

git.
sevmek 2 kişiye çok ve bana fazla
ve ben boğulmalıyım.

durup vur beni yalnızlığa.
bağla ağzımı; konuşan kansız.
acı ya sür beni ey dilber, kanasın.
akan kanı pıhtılaştır, koy toprağa
ve ayağının altından yeşeren utansın.
...ben sana ölmeli sevdanın beşiği
sallanırken böyle cansız içimde yaşamak
sana kıvrılı bir uyku, içim rüya, ölü uyumak
dışı kaplı bir yoksunluk; soluk hareli
batsın çamuruna, bula medeniyetine
yeniden orakla; biç beni yokluğundan...
acıma bana ve beni seni hak etmek içinsem
devşirirken beni sensizlikten seni
ez içindeki merhameti
ben sen olmalıyım, sende olmadan; sensiz...
hayır sevgili, kırp bana uzanan ellerini
o sana gelmeli, bağımsız, serseri.
senin olan, zaten senin olamaz yeniden
yeni olmalı, seni seven, olmadı; sen zaten...

Hiç yorum yok: