1 Şubat 2011 Salı

devam edecek (7)

küçük bir oyuncağın büyük sesidir bu:

kadın. oyuncağım; oyuncağınım ve ellerinin hoyratlığı bile en azından muhatabın eder beni... atıp gitmelerin dahi bende yer eder. fazlasına ihtiyacım yok, olamaz; olmasın da zaten. bir oyuncak ile nasıl oynanırsa, benle o kadar oynasan, hislerim bir oyuncaktan taşar, insanlaşır.

sevmek köpekleşmektir:

kadın. ayağının dibinde; bir tasmalı ve bin esir hallerimle beklemekteyim. hızlı nefeslerim ve bana kızmaların arasında, heyecanlı geçiyor günlerim. uyumadan uyuyamam, sen yemeden yiyemem ve kıskançlığım yediğime; sırf seninle biraz daha olayım diye. tapmaktayım sana; bir insan belki bir insanca severken seni; ben seni 7 insanlık kuduz seviyorum; kısayım, kısaltmayalım kastım-ama bana hep geçsin...

çöp kutusu zorunlu iskan; buruşturulmuş bir mendil:

kadın. göz yaşını sildiğin hali ile; senden bir parça; buharlaşmasın diye içime kapaklandım. bir daha kimse kullanmasın ve hayata ne bıraksan onla olmak, cezbetti; dışım pis; içim senden bir his, cebindeki alalade bir nesne değilim, artık seninim ve senden uzakta; yani sen de tümüyle benimsin bu çukur çıkmaz sokakta...

defter arası, dökük papatya; kuru:

kadın. ellerimde biten yapraklarım, sarı; sapsarı-senden gelen ne varsa yeşerecek bedenimde. konuşamadığımdan, satır arası kalmışım, başucunda bile saklasan, yok hayır, ben sadece unuttuğun herhangibir şey için kaynağın olup beni hatırlatacak bir ben olacağım. isyan değil bu, sitem hayır; tespit; baharı özleyip; sana düşmenin fark edilmesi, tek düşüm sen bile.

sokaklarda herhangi, bir güvercin kuyruk parçası; tüy:

kadın. sahipsizim. yollar, yolların mirası tozluyum. uçarken, şimdi böyle yerde. ayaklarının yolunu gözülüyorum, tabanların temas etse, yer etsem ezdiğin toprakta; ben seninken, şimdi ittirdiğin bir toprak; kabrim ayak izin ve mutluluk taarifsiz; mutlu yok oluş. sonrası bir daha özlememek, ölüler özlemez; belki doymak.

göz yaşın, henüz sıcak, yanağına doymamış:

kadın. beni görsen diye firar etmişim gözlerinden, beğenemiyordum ne görsem; herşey ben. yanakların da güzel, hiç görmemişim, böyle firariyken hele, çok tatlı. azalarak düşerken, yanağından; gözünden, yere düşen, ama zayi olmayan olmak var. yere sıvılaşmak, sonra senden bir tane daha yağması, bir kere daha senden bağımsızlamak, sonra yeniden toprak; yeniden yeniden-döngü.

menekşe; gözlerin halinde, saksı sakini:

kadın. kaçak sevmelerine sar beni ve öyle iç. heran yakalanacakmış gibi, çabuk ama öz. hocan yakalar, kocan yakalar, baban yakalar, olmadı polis yakalar, isterim ellerin beni yakalasın ve salmadan; böyle aşkınla içime yanarken, çeksin ben ifrazatını. sokak camı da olurum, bir yandan içerken, sokağa üfle beni; özgürlüğüm hükümlü.

yemek yerken, çatalın; yıkanmamış; kirli:

kadın. ağzına götür beni. canının suyuna değdir ellerimi, yüzmek istiyorum ağzında; kanının henüz su hali, sende tükenirken köpüklenmek ve kalbine bir yolculuk. acıma bana, yudum yudum ye ellerimdekileri, ben yemedim yemeyeceğim; bir elim ellerinde diğeri sana hizmette. kirli bırak beni sonra, senden kalsın, bende kalsın.

gözlerinin boyası; gözyaşına badana; beyaz:

kadın. kireçli. açıp kapanır hali, hayatın, ve gördüklerinin üstünde olup görünmemek, yakıyor heyecanlı; içimi. kaçınma, gözlerini ben yumacağım, görmeni istediklerinde ben göremezken; görmeni istemediklerimi ben göreceğim, feda ederek, morumu-allığımı, sana daha güzel bir dünya; kötülük silgisi, oysa hepsi bensiz güzelliklerin.

kötü sonlu bir hikaye, her sonu heyecanlı:

kadın. başucumda yatmadan önce anlatılması elzem bir hikayesin, inananın ben, iman edip sürekli şeytanlarına sığınıyorum. yorgan döşek, kaçılmıyor bu masaldan, içindeyim ve içimde o masal, kaçıncı boyutu ve de; nasıl karışmışsa kırışmışız; yaşlanıyoruz, gözlerimiz; gözlerim, biri sen diğeri ben ağlıyor; nolursun bu masal olmasın, umutsuz 2 mutlu olalım, yada 2 mutsuz sende birleşip seni mutlu kılalım...

kırık bir bardak, kanı akıyor, ellerim kesti onu:

kadın. ismin yok. yani var da, bana yok. ben seni öyle sevdim ki, isim versem, sanki nesneleşeceksin, yeryüzüne inip berbat edecek herşeyi bu cisme bulanışın... gökyüzündesin, kanlı bir seher, her doğuşun ama gündüz yok, hep doğduğun gibi batıyorsun, gece seviyorum. uzak galaksiler var gece gökyüzü; yüzüme bakıp göz kırpıyorlar; uyku salıyor; uyuyorum ben de sana olan tutkuma; öpüşünü bekliyorum hala, dudaklarım kesik kesik...

süt dolu göğsü, hindistan cevizi, ekşi:

kadın. tropik bir akıntı sonucu ıssız adanda bulmuşum kendimi. tavşan dağa küsmüş de ben senle barışmışım gibi, habersizce seviyorum seni. dalgalar vuruyorlar beni sana doğru, tırnakların etimi dağlıyor, tuzluyum. uzun uzun salınıyorum, gam yemiyorum, çekinmiyorum. bana vursan da, böyle yavaş yavaş, bir yerde senden bir avuç olacağım. katılacağım ıssızlığına, kim seni bulsa beni bulamıyacak; hep gizem kalcağım sende.

sobalı bir ev; soğuk dış oda; kızarmış ekmek kokusu öte yandan:

kadın. o kadar üşümek ki, artık sıcaksız kalabilmek gibi geceleyin. gözler parıldarken, göz yaşı firarı; üşümek kalanı, elde var can; soğuk bir hava hala çocuk, inik top çarpmış yüzüme. severken, sevilmezken, hele ki şüphesiz; sevmek camını kırmış, korkarım, kesersin topumuzu, kırdı diye camdan duvarını. haklısın.

akasya kokusu; bahar uçarı, kelebek:

kadın. kır çiçeği. sularım yol yapmış, köküne inmişim. kıyamam, ömrün kısa. son günün gibi ihtimam var serde, ama asla minnet değil istediğim; sadece borç vermek ömrüne. hem demişler ya bilim adamları; aşk 3 günlük diye... bu son nekahat ve seni severken iyi hissediyorum şuan. ölesiye sevmek ve ölürken sevmek; bu olsa gerek.

ezik şeftali; tatlı ama itibarsız:

kadın. gelmeni istemedim ki. gelmek için gitmelisin önce. bende doğmadın, ama benle var oldun önce, şimdi kestiremiyorum hangimiz yaşlı, hangimiz müsebbib, hangimiz maktul yada kurban?... bilmediklerinde kalmak ya da bir belgesel seyircisi olman karşımda, inan daha tatlı her zaman; insan önce gördüğünü hisseder çünkü ve hissedişler gidişlerin ardılı; gittiğimdeki hislerin mirasım; senle kalsın.

sabunda yaşayan mikrop, dezenfekte, sana hasta:

kadın. kirli, paslı, çakıl. ellerimi sabunladım derken, ama ellerimden kaymış gibisin. böyle şuh hevesler peşinde bile değilken, sığındım aşkın bakir siperlerine, ellerim ellerine değmeden sevdim seni, hiç bir tatminde adın yoktu. bağımsızsın; özerk bir dişi, erkekliğime geçirmiş dişini ve böyle işliyor sana kalbimdeki dişli.

bir anı; unutulmuş, herkese anlatılmayacak; -amayacak:

kadın. öyle biriktin ki hatırlayan yerlerimde; tahmin edemezsin. tecrübesiz sevdalarda staj yaparken, meğer sanaymış, ama sen şuan hayatın altından terse akan bir dip akıntısı. ondan yüzemiyorum, boğuğum sende, gelgelelim dile gelmiyor bu tekil aşk, en çok bir çocuğa anlatılabilecek askerlik anısı yara; yüreğimde.

taze bir meyva, dalından sarkan; gözüme çarpmış:

kadın. şimdi var olduğun sokakta bile olsam, şu andan yakın olmam sana. sen bende bir karmaşa, kendimce kendimden büyük bir sevmek; beslediğim, haddimi aştığım, gündüz bindiğin kalbime gece tarifesi açtığım. nereye gidiyorsan senle gitmeye razı olduğumdan; ben ödüyorum taksimetreyi. üzer beni sadece, benle harıl harıl gezerken, yine beni aramaman, arasan da bulamayacak olman.

avcun kılcallarında dolaşan ilk damla, belki yağmur:

kadın. salınmayacaksan bu dünya sarsılsın, ben içinde olsam da; dışından bakar gibi böyle heybetli olsa da kelimeler, bir bir dizilsin evrenine; sensiz bu gezegenin, yörüngemiz umut, sen varsın diye bak kaç yıldır dönüp duruyorum. ağzımda bismillahı bu aşkın, 5 de benden 10 vakit seni seviyorum.

kimsesizlik; el yumruğu yemeden, kendine balyoz vurmak:

kadın. bu tecrit seni sevmek, beni uslandırdı gibi, içeriden yıprattı. hep içine aktı geceleyin sevmek aydınlatıcısı bu içimdeki pilin gözyaşları, oksitlendi yaktı. paslandırdı kavuşmaları, şimdi ama senli yaşarken, başka kadınların keşfinde sorumluyum. kimi sana benziyor, kimi senden nasipsiz, oysa ben onları sen seviyorum, sen okşuyorum; taklit aslını yaşatıyor ve bu beni öldürüyor.

dozer paleti, resmin laciverti tüpün boşaldığı; ama beni dibe sürükleyen; o palet:

kadın. dalgalı sevdalar, dalgalı saçların ve yosunları şimdi geçen zamanın, yeşil sevdası tarayamamak bunca senin bensiz geçen zamanı; sadece var olmak üzerine kurulu çok kişilik ama kadro yoksunu mecbur bir tek kişilik oyun.

-BİTTİ-

Hiç yorum yok: