22 Ekim 2010 Cuma

olmayacak duaya aminnnnn

nokta nokta. hayat bu. bir susup bol bol konuşmak, bazen geveze bir yorgunca susmak.

hayatıma katmak istedim hep seni. yok olmanı, olmayacak olmanı da hesaba katıp. bir yağmur vardı, kupkuru kalmalıydı çiçeklerim ve ben müdaheleci bir sevda sahibiyken, zaten sen hiç benim değildin, zatüreydi sevgim. ne kadar yoluna aşk kırıklasam da, bıraksam hatta büyük büyük, olmadı uymadı.

sen kimseyi sevemezdin zaten. hak vermiyorum, veremem, ben kimim, ama sen ancak kendini... yok dostum, ben haddimi aşıyorum. ben seni sen olarak tutup yaptım hayatıma, olmadıysan ben küçüğümdür ve biliyorum öyle.

hiç büyümedim, büyüyemedim, öyle ya benden bir halt olmaz. kimseyi kendin gibi yapamazsın, yaparsan tümden sıkkınlık basar, zaten nafile sevmelerin yollarını beklerken eridim ben. kendimden geçemiyorum, bunca emek boşuna. itiraf etmekse amaç, seni hep olmaz olarak sevmeye çalıştım. ama sevmek bir örümcek gibi içimde. senin kapadığın kapıya ağ kuruyor, gel diye kendine çeker gibi yada ardında hanemde senden kalanları bari salmayayım diye bu sevdalı despotluk.

seni çok sevdim. bir ara ellerim titrerdi. anlamaya çalıştıkça beynim uyuşurdu, pes ettim. aç kurt içimde bir bıçak gibi, her ne ise, ince ince kıyardı yüreğimi. kanayan yarama pansumandı seni görmek ama hep bilirim, hiç bir kadın sevildikçe sevmez. bu bilgimde sen de çözüldü. hiçbir kadın senin gibi olmamıştı hayatımda... hiçbir kadınsın baksana zaten. biley biley, ipince oldum ben de, nasıl değsem kanattım seni belki.

ellerim kirli hem de çok ve yardım ellerimi yardım vaadiyle. en çok kan sıcak elimden gelen, o da saf benim kanım.

Hiç yorum yok: