1 Ekim 2010 Cuma

elleşme

sevdirme kendini. kararacaksa gözlerim. yoksun diye yoksunluğa dalacaksam...

ben bencil biriyim. az olur ve öz olur, ama bazen bırakırım ellerimi ve yokuş aşağı bisikletle dalarım, bencilliğimi emanet bırakırım ellerine. her kimsen, kim olacaksan beni her kim yapacaksan da, karıştıkça sana daha da sen olacağım biliyorum ve bu yüzden bas sevdirmeme tuşuna ve aşağıla beni. izin verme kendimi aşağılatmama, sevmeyi sende yok olmayı bilen şu gözlerim seni görmesin sadece, fark etmeyeyim ara ara yaşadığımı... ben ölmüşüm, itiraf ise bu, tabutum bu yalnız doğam, tabiatım elverişsiz ve çorak, uzak bir dağ köyüyüm, yolların uzamasın bana.

hiççiyim ben. duygulanırım yıkarım kale kapılarımı açarım dünyaya.. ezer geçerim kendimi. yok oldukça, daha da sevdirme babında tuz biber ederim günlerine kendimi ve fena sevdiririm yokluğumu, katılmadan hayatına katılaşırım, pıhtılaşır daha da yapışırım kayıtsızlığa...

çık git. sadece git. hatta gidip de gelme. sevmek işçisiyim ve kentimin bir amire ihtiyacı yok, benim sokaklarım temiz olsa da, ben pisim. kedisi de olsam yıkanmam evinin, yalanarak temizlenirim. hikayem de tek kişilik, paylaştıkça daha da parçalanmıyor muyum ve tek kişilik de öleceğiz, öleceğim...

yalnızlık yatağım.

Hiç yorum yok: