Hayat beklenti yapılıp, gerip gevşetecek bir şey değil. Sakin olmak lazım, durduk yerde çıkıp gelen hangi isyan dalgası olsa, bilinmeli ki bir zaman sonra susacak. Kızmamak lazım hayata ve kendine, insan doğası gereği müsrif bir canlı; her şeyi tüketmesiyle meşhur ve bu bakımdan sükunete davet etmeli kendini.
Sabır öyle bir şey ki, en kıymetli hazine olabiliyor, kan tükürüp kızılcık şerbeti içtim diyebiliyorsun, ama sonrasında anlıyorsun ki kanın o keskin tadı olmadan, kızılcık şerbetinin bir tadı olmaz-olamaz.
Yaşadığım yalnızlığa bazen çok kızsam da, bu benim doğam. Yalnız başladım bir şekilde ve bu ne kadar sürecek bilemiyorum. İsyanlarım çoğu zaman aktif, bu bakımdan, soğuk su ile yaklaşmalıyım. Yoksa yalnızlık bazen bir etobur canavar oluyor, kalbimdeki kafesinde, avını kolluyan ve aç yırtıcı halleri ile tırnakları pençelemeye hazır halde bekliyebiliyor. Bu yalnızlık belası ile baş etmek zor oluyor bu nedenle, hassaslaşıyor kalp diye taşıdığım organ. Hemen sevilmeye hazır olabiliyor ve tabii ki bu hemen kırılabilir olmasını getiriyor yanında, hep ilgi beklemek, her zaman bütün göz bebeklerinin üstünde olmasını istemek gibi zararlı hasarlar bırakıyor egomda. Sanki her şeyin başı benmişim gibi, önemsenmek istiyor benden, her haltı sanki insanları önemseyerek bundan önce yapmış gibi, beni bu uğurda binlerce parçaya bölmüşlüğü de vakidir. Herşey geçtikten ve içimdeki şu etobur canavarın silahlarını gömmesi ile birlikte ben yeniden kendimle barışmaya ve gereksiz ilgi beklediğim insanlar ile bozduğum aramı düzeltmeye çabalamışımdır hep. Ameliyat izleri çok olduğundan hayatımdan, her zaman kanamaya hazırdır, dikişlerin yerleri sanki parçalanmaya hazırmış gibi bellidir.
Korkuyorum bazen de insanlardan; onlara kapılıp gitmekten. Bu farkındalık oranımın az olduğu garip korku ve muhafazakarlık bunca sevmenin ve karşılık bulamamanın bir tür yan etkisi galiba. Hayatımda sevdiğim onca insanın her birine paylaştırdığım kalbimden bana kalanını, haliyle daha çok savunuyorum farkında olmadan. Bu tutucu hallerim de hayatıma yeni girecek ve belki ileride beni fazlası ile mutlu edecek insanları benden soğutuyor. Bu işte en istemediğim bir şey olsa da, tek çocukluğun verdiği her şey benim için olmalı mantalitesini her ne yaptıysam aşamadığım bir eşik olarak görüyorum. Şimdi nispeten iyiyim, çok insana beklemedikleri kadar açıyorum hayatımı, ama o psikoloji yıllardır itildiği derinlerde her zaman hazır ve nazır bekliyor.
Sevgili kitleme yada okuyayacak her insana bir damla daha vermeye hazırım kanımdan, yeter ki kendimle olan bu savaşımı kazanayım, daha çok yeneyim içimdeki bencil ve benmerkezcil düzeni.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder