17 Şubat 2009 Salı

Aç bir yırtıcı

Suskunum bu doygun suskunluk içe doğru nedense helezonik olarak boğumlanıyor yani Türkçesi hayat yarışa dönüşmüş tarafımca, ben onu anladım. Yoklardan hayaller sponsorluğunda nice anılara katan eski ben gitmiş, gece bekçisi tavrıyla bitse de gitsek zaman hırsızı tutum tutmuş ellerimde. Oysaki, rüzgara hala değip üşütebiliyor, yani hala yaşıyorum.

Değişmenin karşısında tutunulur mu, hayır-elbette hayır. Ben beni kaybetmekten korkuyorum aslında. Tatlı kayıplar olduğunda sorun değil de, bir gün bilgisayar karşısında boş vaktin gözünü oyarken, kendimde hissedeceğim eksiklik sen olmamalısın, sayın blog... Neyse ki, toprak kavuşturmadı henüz bedenimi, hala bir cenazeye üzülerek bakabiliyorum.

Hayat devam ediyordu ya; sevgililer gününü geride bırakmışız, onu iletemedim bak unutmuşum. 364 gün ot olarak yaşayan bir domates fidesinin 1 günlük soframıza konukluğu gibi olan şu saçma gün. Ne yani, hediye aldık mı daha çok mu seven oluyoruz yada 364 günün kefareti bir hediyelik mi? Hayır canım arkadaşım, iki gözüm, pek ala bu 25 aralık da olabilir veya uzaklaşmayalım 15 şubat da olabilir... Hiç unutmam sevdiğime telefonu o gün alıp, ertesi gün yetiştirebilmiş bir talihsiz olaraktan, bu küresel aşk gününe muhalefet şerhimi koyarım. Ha n'oldu, aldığım telefon dersen(iz) hala taş gibi, cayır cayır çalışıyor ve hora geçti hakkaten. Eee? Nerde kaldı bu tüketimi kaşıyan hain günün arkasından koşturan ve "durun beni de bekleyin" diye çığıran bu adamın naifliğinin karşılığı? Sevmiyor mu oldum yada beni çok mu dışladı bu faaliyet? Hülasa, deşmeden eşmeden anlatayım, tek kalemde geçelim, gaza gelmeyelim. 364 gün yanında olsun da bir gün bir sığıra tahammül et, bence o da kafi.

Peki ben ne yaptım, aldım hediyemi. Karşılık beklemedim, müsait olmayan şartları uzatmanın kopmalara sebebiyet verdiğini bilmenin emanet ettiği vakurlukla. Bunca lafı boşa mı ettim peki, hayır bir ayakkabı daha fazla girdim hayatına, sanırsam bu da kafi; yanılıyor muyum?...

Soğuk da yağışlı da olsa, İzmir sevilmeye layık ve ben ona şimdiye kadar bu hantal beden dışıda hiçbirşey götürmedim, bu da benim üzüntümdür, lütfen kayda geçsin...

Hiç yorum yok: