
Nasıl olsa yeniden yazar daktilom, senin olmadığın ve boş bıraktığın harften geçmez kelimelerim bir müddet. Acı olan şiir, okunmayacak oluşu marş gibi dudaklarında yetim aklımın coğrafyasında, ama bilmeyecekliliğin tek isyan unsuru, oysa tahammülüm seni kaybedecek kadar bile derin itirafen. Satır satır azalacak, hikayelerim, sessizlikle and içecek bu ağız; bu sana aşk sözcükleri ekin ekin bitmiş bahçe ve dalında çürüyecek o kadar kiraz; sen yemeden, düşük yapacak hamile sevdam...
Kalmasa keşke bu eller, böyle yalnız ve üşüyen; rüzgarı soğuk sokakları bir başına gezerken, alışkanlık tesiri olsa da avuntusu, canlansa; yer etse kızarmışken yüzü soğuktan bir kışa daha ve ah'a koşarken, sensiz.
Hepsi sadece laf. Oysa... Neyse bitmez bu yenik pehlivan martavalları benim ağzımda, yenikliğimin gereği elbet susacağım, uslu uslu gidişini izleyeceğim; hayalimden, hayatımın ekseninden; hiç olmadığın ama olacağın zannıyla onca yatmadığım yastığımın öbür tarafından...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder