umut

bitirilmiyor ve insanı nasıl bilmiyorum ama bir şekilde hayata bağlıyor ya, ben onla evliyim; hangi kadın olsa koynumda ben onun koynundayım hatta. onla olduğun zaman, en acı şeylerin üstüne bir yumurta da kırılıp, en tatlı yemek doygunluğu olunuyor yahu. hayat bu be dediğim çoğu zamanda, yok ya hatta her zaman da yanımdaydı, sebepsiz; karşılıksız; palaspandıras; ama bizzat varlığı ile. umutsuz olur mu hiç... yaşadığıma sayar mıyım, sayarsam beni kaça böler bu hayat dediğin acımasız namert, ben umutsuz atılan adımı geriye atıp, yerimde saymaz mıyım; en hafifletici sebep ile, he?

Şimdi diyeceksin, bunca lafı, susup susup, yaralı bir mutfak robotu gibi, manasız zamanlarda çalışan klavyesine yandığın bu adam, neden etti diye. İşte ben de o konuda umutsuzum. Fark eder mi, fark etse de beni ırgalar mı- ıı ıı.. Etmez.

Haa, tabi kocaman bir ağaç içimde şimdi ve kökleri hayatıma yayılmış, orası ayrı. Al mesela, gecelerime ambargo koyan, nöbetim, an itibariyle can çekişiyor. Sabahlar olmasın blog. Ne yediğim belliydi, ne gezdiğim ne gördüğüm, inan ki kelepçe bağlamıştı hayatıma bu mantıksız görev bitti gitti kül oldu ve ben sanki deryalara saldım yaz sıcağımı, rahatladı içimdeki tuzlu nüfus. O da yetmez ve yetmedi, dün gece yazdığım yazıya kapak yapıp, okudum üfledim kombime ve hayat aldı benim laflarımdan. Canım benim, adeta gaza geldi ve içimdeki ısınmaya acıkmış adamı aldı ve sıcak suyun başına koyuverdi. Karanlık örtmüş bir gözün güneşi gibi, dalıverdim altına suyun ve adeta otobüs bekleyen bir sabah kilitlenmişi gibi sadece bekledim altında bir müddet. Kemiklerim ne zaman ısındı, harekete koştu vücudum ondan sonra. Uykum vardı oysa, ama dinlemedim vakti ve sıcak ve temiz bir vücudu geç de olsa koydum yorganın altına. Bebek gibi uyudum be blog.

Şimdi böyle, belgeselci gözüyle bakınca anlamlı bu anlattıklarım, hakeza nedir yani bunlar senin doğal hayatın der gibi olunuyordur, buna vakıfız, ama benim için valla gazete kuponu şeylerdi bunların hepsi, bir vakit, sonradan kavuşmak bile yetip de artıyor bayram ilan etmeye. Yada küçük şeylere bağlamışım gönlümü, çözülmüyor rapunzel.