5 Eylül 2009 Cumartesi

palyaço makyajı

bir aşık daha gelir, seni bekler ve gelmezsin. şimdi toplarım sandelyeleri. sana içilen çaylarını izlerim, her gelenin. bir denize bakışsın, bir dalgaya emanet ve o dalga alır seni limanın setine vurur. köpük köpük beklenirsin oysa. bir çay daha derler ve ben bir çay daha veririm seni bekleyenlere. gelmeyeceğini de söyleyemem, çay satmaktır amacım. anlık zevk satan bir fahişelik gibidir işim ve benim satılık aşkım anlıktır; söyleyemem buranın bir hayale demirli kahve olduğunu.

sonra bir çay daha isterler. kapattık abla derim. yüzüme bakılan istemsiz bir gülüş ile avuturum, terk ederkenki pişmanlığımı. bazısı idareli içer çayını, bitmek bilmez o son yudumlar. bense keyifle izlerim uzatmalara sürülen ve soğumuş çayın macerasını. eğlendirir önce gitmeye yakın bu hareketler, sonrası acı bir yalvarış gibidir.

fısldamak isterim hepsine: burası hiç gelmeyecek sevgilinin kahvesidir. ne içersen iç, daha da yalnızlaştır içindeki özlemeleri...

bazı gelenleri gözüm ısırır, beni beklerler belki. oysa ben bu cehennemin; bu yalnızlık cennetinin zebanisiyken, seçemez algıları.

Hiç yorum yok: