6 Eylül 2009 Pazar

küçük harfli cümleler ordusu

ateşinle yanarken, yokluğunun siperinde böyle sereserpe uzanmış, böyle tenine hasretken... bilemediğin kadar yoksul, yoksulluğu tamir edilemeyecek kadar çorak, çoraklığı akan nehirlerini kurutacak kadar verimsiz, verimsizliğinden elindeki seni bulamayacak bir ben. gel diye bu kaçıncı feveran, ey kadınım...

dudağım üst damağıma ulanmış, adeta bıraktığın buharından medet umarım, yağmura hasret bu iklimimde. yetmiyor biriken suların, gittikten sonra, tenim tenime karışıyor, bitmek bilmez bendeki bu artezyen ve sermayeden yediğim onca kendimi kandırış.

bir ud sesi, nağmeli ve kurak gönlümde bir baharın meltemi'sin. kulaklarım çınlıyor aklıma düştüğünden beri, bu yalnız gecemde, sanki bir ibadet daveti ve ben icabete mecbur edildim sanki. devrik bir cümleyim sana yazılı ayetlerimde, kulağıma fısıldanan bir cümle daha ve bir duasın korkunca böyle tek başına, gidişinin kefareti olarak ağzıma dadanmış. yıldırmıyor inan ki, şarap diye kesik yaralarımdan sızan kanı emen dindarlığım, sabrımda demlenmiş buruk bir şarabım ve doyuşum sana inandığım sürece bir rüya ve ben günlük güneşlik bir uyku fakiriyim.

yerlerde paspas gibi kalsam bile, basıp geçmişsin ya üstüme; ne gam... hatta bir sigara olsam da razıyım, bir dumana binip yitmeye, yeterki dudaklarına değsin bedenim, yanan da ben olayım, yakan da hatta, taki sende kalsın yitişim ve dudaklarında eriyeyim, kül gibi savrulsun gitsin varlığım ellerinde.

Hiç yorum yok: