30 Ağustos 2009 Pazar

Yalnız Adam

Çevren çepeçevre dolu olsa da, hatta tıklım tıklım insan sürüsü telefonunu boş koymuyor, sürekli arıyor olsa da; bir insan nefesi kadar değeri yok hiçbir şeyin.

İt gibi ölüp gitmek, hem de itin bile bilemeyeceği halde, cesedin çürümesi belki; hem de ahlar vahlarla sürüne sürüne ölmek...

Buruyor değil mi içini?... Başbaşa kaldığım, yüzleştiğim bir gerçek bu. Bu ikinci oluyor hayırlısıyla. İstifra ederken boncuk boncuk terlemek ve Allah'ım yardım et diye dilenmek. Yanında bir O var belki, kimse yok. Utanıyorsun hakeza, bağırsaklar bozuk ve açsın, oruçsun. Ne desek laf değil, sadece çaresizsin. Sırlı ufuklarında, sıkışıp kalabiliyor da insan; işte böyle basit bir belgisiz zamir olarak, 3. sayfaya aday olup.

Çok iyi biliyorum olacakları. Aa o mu, yazık ya çok iyiydi ama bidi bidi diye konuşan bir kamyon insan ve belki biraz sızı hepsi o kadar. Dahası zaten imkansız, kimse benle yatıp kalkmıyor belki bir kaç kişi, o da yetmez zaten yalnızdın; şimdi büsbütün Allah'la kalmışım toprak altında; heyhat. Lezzetsiz biliyorum ama, illaki bunları kurgulamak için ölüme adım atmak gerekmiyor. İcabında karanlık; gün ışığından nasiplenememiş duvarlara bakarak da, acı bir isyan ile kabulleniş arasında kalabiliyor yalnız; yapa ve lapa lapayalnız.

Direniyorum ve direneceğim sonuna kadar da.

Muhtemelen bünyede bunca tecrübe kendi başına kalmanın tekilliği ile yan etki olarak tesir edecektir geleceğime. Zaten en çok korktuğum; yalnızlıktan ziyade, kilitli bir yalnızlık'tı. Belki kilidi fırsatlarımdan oyup zayi ediyorumdur günlerimi ve kilitlemeye bir adım daha yaklaşıyorumdur ve asıl bu beni korkutmalıdır, hey gidi hey. Paranoya da kalabiliyor, korkuların sinebiliyor acılarını yakarken yalnızlıkta; sabır diye biraz daha yalnız; biraz daha tekil; biraz daha umursamaz; biraz daha hoyrat; biraz daha tahammülsüz ama toplamda daha uzak kılabiliyor süreç seni.

-Bari sen yanımda ol, ben yanında olmasam da. Boşluyorum ve mecalsiz kalıyorum yazmaya, ama bir umut olup doğuver içime, daha çok paylaşayım kendimi; bir yudum daha yeni ağızlara; kendimden.

Ama ağlama. En son ağlayan sen ol ve acıma asla bana ve kendine. Kader yıkabileceğim kadar benim olmalı, ağlarsam çaresiz kalırım yine.



Hiç yorum yok: