Pazar gününü boş geçmedik sayın blog. Yeni taşınan arkadaşları ziyarete gidecektim, derken arkadaş aradı atla gel Kükürtlü'ye diye ve zıpladım taksi dolmuşa. Buluştuk ve 94 model bir astra ile sıkışık trafiğe rağmen Mudanya'ya aktık. İlk olarak küçükken annanemin beni götürdüğünü demin ondan öğrendiğim ve eski adı Burgaz olan Güzelyalı'ya çektik arabayı. Doğrusu erkek ortamıydı ve 5 erkek olmak pek lezzetli değildi ancak amacım hem insan arasına karışmak hem de deniz havasından yararlanmaktı. Her neyse, sahili Kordon'a pek benzemeyen ama Kordon tarzı uzun kıyılarında yürüdük Güzelyalı'nın... Biraz poyraz vardı soğuktu ama güzeldi. Sonra grup elemanlarından yeni tanıştığım arkadaşların üşümesi ve biraz mızmızlanmaları dolayısı ile arabaya geri döndük ve daha ilerideki Mudanya'ya geçtik. Orada nispeten kalabalık bir ortam ve daha rüzgar vardı. Her neyse, Mudanya mütarekesinin imzalandığı müzeye benzer 3 odalık bir köşke baktık ardından, balık ekmek için oturduk bir yere. Beklemeye doymuş olmalıyız ki, ilgilenmeyen yetkili ilgisizlerle dalaşıp kalktık ordan ve kebapçı bozması bir yere damladık. Balık ekmek de yapılıyormuş, pek beklemeden onları midemize indirdikten sonra, ordan kalkıp arabaya yollandık ve dönüş yoluna koyulduk.Gidiş gibi, dönüş de kalabalıktı. Sanırsam hafta sonu olunca, deniz kenarı ve sayfiye alanı olmasından ötürü, Bursa'nın üst'ün; ortaya bakan sınıfı, buraya akıyordu, keza mercedeslerin nadiren olduğu Avrupa menşeili arabalar yoğunluktaydı yolda. 2 yeni elemanı bıraktıktan sonra, Serdar Musti ve Ben Setbaşı'na geldik ve arabayı bıraktık. İlla bize gel birader tandanslı kamuoyu baskısını kontraatakla savuşturdum ve kağıt yapalım golünü karşı kaleye attım. 3 kişiyle ne oynanır birader sorusuna gömmeli ihale diye cevapladım, daldık evin önündeki cafeye. Arkadaşların hatun görmesi ve amma sağlam birader diye demelerine aldırış etmeden alt tarafa yönlendik hakeza saat 19.30 olmuş ve o saatte bilardoda ne yapacaktık... Laf aramızda, bu hatun muhabbetinden sıtkım sıyrıldı, kendimi kadın kesecek kasap gibi hissettim, hangi kadını görsek doğrudan yorum ve üff be muhabbeti... Neyse, bunca hevesle oturttuğum masadan 61'e 0 bir sonuçla kalktım. Öğrenciliğin üstünden seneler ve baya baya geçmiş anlaşılan. Uykusuz geceler ve sabahladığımız kağıt oyunları unutulmuş, gitmiş... Hesabı evlat edindim, amacım bana kapak olmasıydı ama hala daha oynamak istiyorum. Yenilen pehlivan misali, bir kere daha oynayıp yensem ne olacaksa...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder