4 Nisan 2009 Cumartesi

Bir dilim elma kabuğu

Haftasonu tekrardan uslu ev çocuğu gibi geçiyor, hani liseye giden ve ev ödevlerini pazar akşamına bırakmış ve bu saate kadar kayda değer hiçbir şey yapmamış ergen eskileri gibi. Yemeğim hazır, ev toplu, muhabbet edecek insanlar ve ben. Sanırsam, delilerin egemenliğindeki bir hastane ve oraya giren doktor sendromu var. Aslında bir nevi kurtuluş ve müspet bir gelişme ama ben yaşadığım neyse ona alışmış, freni boşalmış kamyon gibi yokuş aşağı sallanmışım farkında değilmişim, vay gülüm.

Bu gece sabaha yüz tuttuğu sulara kadar ayaktaydım, yine uyku grevinde yine bambaşka deryalarda yüzerek. Bir kamyon konvoyu ve içi dolu uyku ile, kapımda bekletiyordum o saatlere kadar, sabah ezanı geçmiş gün aydınlanıyordu, ben hala edebiyattaydım. Benden cacık olmaz sanırsam; tabiri mazur gör sayın blog ve halkı... Dün yazdığım yazı bana da geçerliymiş, işbu şartlar altında; şaşkın ve utangacım be blog. Hani anlatmıştım ya tatilde eve gittiğimde gıyabımda hırsız olarak yorgan altına kaçırtan rollere bürünüyordum, dedem de o role büründü gece vakti. Ama ben yorgan yerine, vatan yahut silistre dedim; ya istiklal ya ölüm parolası ile hışım saçan bir hızla ayaklandım ve dedim odanın kapısında yakaladım, in misin cin misin muamelesiyle... Uyku seyreldi o an ve Allah'ım ben ne yapıyorum dedim. Dedem ise benim de WCye kalktığıma kanaat getirmiş olacak ki, sen git, ardından ben gideyim oğlum istersen dedi, ben de yok dede bluburrrr diye bir şey yumurtlayıp, don lastiği gibi yatağa döndüm. Hayır, sanki hırsız olsa o halde adamla cenk edecek değilim ama korku böyle bir şey işte, ya yüzleşiyorsun ya da kaçıyorsun. En son delikanlı yıllar önce öldü ve soyları tükendi onların, bunu da biliyorum. Son tahlilde, dün anneme uydurduğum laflar bana kapak olsun, atıp tutma ve dünyanın merkezi benim hüleyyyn şiarları eden egoma da saygılar arz edeyim...

Bugün 0 altındaydı aslında geri kalanıyla. Pazar deneyimi ile örnek torunlar arasında en iyi dedeyle pazara gitme dalında balkan rekorunu kırdım, afferim bana. Enseye iki mülayim şaplak ile yolumuza devam ediyoruz... Şaka ile karışık, pazar olayını seviyorum. Gelinlik çağa gelmiş kızların biraz da koca aramak için olduğunu sandığım, anne yanında pazara gelme kontenjanın başka türlüsünü kullandım; ama olsun canım sağolsun. Pazar olayı bizim topraklarımıza ait bir gelenek ve kapitalizme yenilmemeli ve yenilmeyecek inşallah.

Hiç yorum yok: